demokrasi ve atılım partisi ne demek?

</ref>

1

Partinin kurucuları arasında ayrıca, uzun yıllar Erdoğan kabinelerinde görev yapan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, eski Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ve Adalet ve Kalkınma Partisinden eski Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur da yer aldı.2 DEVA Partisi kurucular kurulu ilk toplantısını 10 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirdi. Toplantıda Ali Babacan oy birliğiyle genel başkan seçildi.34 Ali Babacan, 11 Mart 2021 tarihinde partisinin tanıtım toplantısını Ankara'da Bilkent Otel'de yaptı.5

DEVA Partisi, il ve ilçelerdeki teşkilatlanma için genel merkezden atama usulü yerine bir komisyon kurarak adaylarla mülakat yöntemini tercih etti.67 DEVA Partisi'nin Ankara'nın Çankaya ilçesi Mustafa Kemal Mahallesi'ndeki dijital altyapısı tamamlanmış olan genel merkezi, 7 Temmuz 2020'de internet üzerinden yapılan canlı yayınla açıldı. Böylelikle Türkiye'nin ilk dijital genel merkez açılışı yapılmış oldu.89 YSK'nin 30 Mart 2021'de seçime girebilecek partileri açıkladığı listede DEVA Partisi de yer almış böylece parti, bu tarihten itibaren yapılacak seçimlere katılmaya hak kazanmıştır.10

22 Haziran 2021 tarihinden itibaren eylem planları yayınlayan DEVA Partisi, günümüze kadar: Ekonomi, Tarım, Afet Yönetimi, Sosyal Politikalar, Demokrasiye Geçiş, Yarına Atılım, Sağlıkta Atılım, Yükseköğretim, KHK Mağduriyetleri, Çevre ve İklim Değişikliği, Adil Yargı başlıklarında toplamda 11 tane Eylem Planı yayınlamıştır. Erken seçim ihtimaline karşı 2022'nin Ekim ayına kadar eylem planı çalışmalarının biteceğini aktaran Ali Babacan; gençlik, göç, sanayi, turizm, kültür-sanat, dış politika ve güvenlik gibi başlıklarda da eylem planları üzerinde çalışılacağını ve toplamda 22 tane eylem planının yayınlanacağını söylemiştir.1112

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metninin 28 Şubat 2022'de altı muhalefet partisi lideri tarafından imzalanmasıyla DEVA Partisi fiilen 6'lı Masa'nın üyesi haline gelmiştir. 27 Nisan 2022'de Ali Babacan tarafından DEVA Partisinin seçimlere kendi adı ve logosuyla gireceğinin açıklanması DEVA'nın 6'lı Masa'yı devirdiğine dair söylentilere neden olmuş ancak sonrasında 6'lı Masa ile çalışılmaya devam edileceği açıklaması yapılmıştır.1314

Parti, Gaziantep Demokrasi Meydanı'nda yapılması valilik tarafından engellenen ilk mitingini 21 Mayıs 2022 tarihinde Gaziantep Kalealtı'nda yaptı.15 Partinin Genel Başkanı Ali Babacan miting sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Engellemeye rağmen Gaziantep burada, ey Beştepe görüyor musun" dedi.16

Amblemin anlamı

Partinin logosundaki su damlası saf ve temiz olmak, filizin ise yenilik, umut çağrışımları ile ilişkilendirildiği iddia edilmektedir.17

Politikalar

Ekonomi

Genel esaslar ve temel ilkeler

Demokrasi ve Atılım Partisi, sosyal refah ve adaleti, fırsat eşitliğini, insani çalışma koşullarını, doğa ve çevrenin korunmasını ve temel kamu hizmetlerinin herkese eşit şekilde sunulmasını savunur. Parti politikaları, rekabeti bozucu kamu müdahalesinin olmadığı, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız ve etkin çalıştığı bir piyasa ekonomisi anlayışını esas alır.18

Devletin iktisadi alandaki rolünü, cazip bir iş ve yatırım ortamı oluşturmak, etkin bir düzenleme ve denetleme görevi yapmak, yüksek katma değerli bir ekonomi için kolaylaştırıcı ve yönlendirici olmak ve her bir vatandaşımızın insan onuruna yaraşan bir yaşam düzeyine ulaşmasını sağlamak olarak görmektedir.

Ekonomi politikalarının geliştirilmesi ve uygulanmasında, şeffaflık, kurala dayalılık, öngörülebilirlik, sorunların yapısal nedenlerine odaklanma, veri ve analize dayalı yaklaşım, katılımcılık ve kapsayıcılık ilkelerini esas almaktadır.19

Güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme

Demokrasi ve Atılım Partisi, Türkiye'nin 2002 yılından 2013 yılına kadar olan reel ekonomik büyüme ivmesinin 2013 yılından sonraki süreçte yavaşlamasının ve dolar bazında küçülmeye başlamasının nedenini yanlış maliye ve para politikasına bağlamakla beraber siyasal nedenlerin de burada etkili olduğunu düşünmektedir.

Merkez Bankası başkanının Cumhurbaşkanı tarafından sürekli değiştirilmesi, para politikasının gevşetilerek Türk lirasının yüksek değer kayıpları yaşaması, kredilerde genişlemeye gidilerek ihracatı arttıran sektörler yerine iç tüketimi arttıran inşaat vb. sektörlerin büyümesinin sağlanması gibi partiye göre yanlış olan politikaların Türkiye'yi bugüne getirdiğini savunmaktadır.

Aynı zamanda parti Türkiye'nin ekonomik büyümesinin kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından etkisiz ve yetersiz olduğunu savunmakta ve izlediği politikalarla bu üç alanda iyileşmenin görüleceğini vadetmektedir. Ekonomik büyümeye rağmen işsizliğin artışı ve istihdamdaki kadın ve genç oranının düşüklüğünü büyüme modelini değiştirerek yani yapısal reformlar yaparak çözmeyi planlamaktadır. Özellikle işsizliğin büyümeye rağmen yüksek olmasının nedeninin ekonomide kapsayıcılığın olmadığına ve bu nedenle büyümenin maaşlı kesimlere yansıyamadığını belirtmektedir. maaşlarının büyüme oranında yükselememesinin sonucunda artan gelir eşitsizliği ve diğer problemlerin çözülmesinde parti; nitelikli iş imkânlarının oluşturulmasının, bireylere bu iş imkânlarına ulaşmasını kolaylaştıracak yetkinliklerin kazandırılmasının, bölgesel kalkınmanın önemsenmesi ve sosyal güvenlik sisteminin reform edilmesinin etkili olacağını belirtmektedir.20

Ekonomi yönetiminin kurumsal yapısı

Parti; ekonomi yönetimini, kurumların temel işlevlerini dikkate alarak, kurumsal bütünlüğü ve denge-kontrol mekanizmalarının etkin biçimde çalışmasını sağlayacak bir anlayışla yeniden yapılandırmayı planlamaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Strateji ve politika belirleyen Bakanlıklar ile düzenleyici ve denetleyici kurumların görev, sorumluluk ve yetkilerinin belirsizliğe yer vermeyecek şekilde net bir biçimde tanımlanacağını,
  • Merkez Bankasının ve düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını ve kurumsal kapasitelerini güçlendirecek, bu kurumların ilgili mevzuat ile kendilerine verilen görev ve sorumluluklar çerçevesinde bağımsız karar alabilmelerinin sağlanacağını,
  • Türkiye İstatistik Kurumuna tam bağımsızlık kazandırarak ve akademisyen ile uzmanlardan oluşan komisyonlar tarafından düzenli biçimde kalite ve güvenilirlik testine tabi tutulmasını zorunlu hale getirerek kurumun ve yayınladığı istatistiklerin güvenilirliğinin arttırılacağını,
  • Kamu mali yönetiminde bütünlüğü bozan Türkiye Varlık Fonu gibi bütçe dışı ve denetimden muaf yapılara ve uygulamalara son verileceğini,
  • Sayıştay‘ın işlevlerini etkin bir biçimde yerine getirmesini sağlayacak ve denetim kapsamının tüm kamu kurum ve kuruluşlarını içerecek şekilde genişletileceğini,
  • Hazine ve Maliye Bakanlığının Hazine Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı olarak ikiye ayrılmasını,
  • Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki politika kurullarının ve ofislerinin kapatılarak bunların fonksiyonlarını yeniden ilgili bakanlık ve kurumlara aktarılacağını,
  • TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun bünyesinde bütçe ve diğer kanunlarla ilgili kapsamlı analiz ve değerlendirme yapabilecek kurumsal yapının ve insan kaynağının oluşturulacağını,
  • Kesin hesapların ayrı bir alt komisyonda detaylı şekilde Sayıştay’ın denetim raporlarını da dikkate alacak şekilde görüşülmesinin sağlanacağını,
  • Uzun vadeli strateji, planlama ve koordinasyondan sorumlu yeni bir kurumsal yapı oluşturulacağını vadetmektedir.2122

Para ve kur politikaları

Parti, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun para politikası kararlarında araç bağımsızlığına sahip olmasını ve politik baskılardan uzak tutulmasını sağlamayı ve Para Politikası Kurulunun yapısını başarılı ülke uygulamalarını da dikkate alarak gözden geçirecek; şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerimiz gereği Kurulun ve üyelerinin kamuoyunu bilgilendirme ve kamuoyuna hesap verme yükümlülüklerini arttıracak düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlamaktadır.

Merkez Bankasının para politikasının, fiyat istikrarını esas alan ve finansal istikrara katkı yapan bir anlayışla yürütülmesi gerektiğine inanmakta; serbest kambiyo ve dalgalı kur rejimini benimsemekte, politika, düzenleme ve uygulamaların bu anlayışa uygun bir çerçevede ve şeffaf bir biçimde yürütülmesini gerekli görmektedir.

Finansal istikrarın sağlanması amacıyla, para, maliye ve makro ihtiyati politikaların birbiriyle uyumlu bir biçimde uygulanmasını ve öngörülebilir olmasını önemli görmektedir.23

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Merkez Bankası’na fiyat ve finansal istikrar dışında sorumluluklar yüklenmesinin engelleneceğini,
  • Serbest kambiyo rejimine ve dalgalı kur sistemine aykırı atılmış olan adımların gözden geçirileceğini ve gerekli düzenlemelerin hayata geçirileceğini,
  • Merkez Bankası’nın rezerv yönetiminin şeffaf ve hesap verebilir bir çerçevede yürütülmesinin sağlanacağını ve 130 milyar doların şeffaf olmayan bir biçimde satılmasına benzer uygulamaların önüne geçecek düzenlemelerin hayata geçirileceğini,
  • Merkez Bankası Başkan, Başkan Yardımcıları ve Kurul üyelerinin Banka Kanunu dışındaki bir düzenlemeye dayalı olarak görevden alınmasının engelleneceğini,
  • Merkez Bankası Başkan, Başkan Yardımcıları ve Kurul üyelerinin görev sürelerinin tekrar 5 yıla çıkarılacağını,
  • Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyelerinin bireysel olarak da kamuoyunu ekonomik görünüme ilişkin beklentileri ve gerekli politika seçenekleri konusunda düzenli olarak bilgilendirmesinin sağlanacağını,
  • Banka Kanununda üst yönetime yapılacak atamaların şeffaf bir biçimde ilana dayalı ve ehliyet ile liyakati esas alan bir anlayışla yapılmasını sağlayacak değişikliklerin hayata geçirileceğini,
  • Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Karar metninin ve geniş özetlerinin, üyelerin politika tercihlerini içerecek şekilde yayımlanacağını,
  • Merkez Bankası Para Politikası Kurulu ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu sunumlarının yılda en az iki defa ve basına açık yapılmasının sağlanacağını,
  • Merkez Bankası’nın paranın anonimliğini koruyarak dijital para tedavüle sürmesinin sağlanacağını,
  • Ödemelerin hızlı, güvenli ve daha düşük masraflı yapılabilmesi için dijital platformların kullanılmasının sağlanacağını vadetmektedir.24

Kamu maliyesi ve vergilendirme

Partinin maliye politikalarının temel hedefi, kamu açıklarının ve borç yükünün bir risk ve istikrarsızlık unsuru hâline gelmesini önlemek ve mali sürdürülebilirliği sağlayarak güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedefimize ulaşılmasına katkıda bulunmaktır. Bütçe disiplinini esas olarak vergi oranlarını yükselterek değil tahsilat oranını arttırarak, kayıt dışılığı azaltarak ve harcamaları kontrol altına alarak tesis etmeyi savunmaktadır.

Mali disiplin anlayışını kalıcı hâle getirmek ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla, temel bütçe büyüklüklerine ilişkin daimî nitelikteki bazı sayısal hedefler, sınırlamalar ve ilkeler belirlenmesini içeren “Mali Kural” uygulamasını önemini vurgulamakta ve hayata geçirilmesi gerektiğini düşünmektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Kamuda lüks, gösteriş, israf ve savurganlığa son verileceğini; bina ve araç kiralamalarına, temsil ve tören harcamalarına sınırlama getirileceğini, bunların tekrarını engelleyecek mekanizmaların geliştirileceğini ve bu konularda kamuoyu denetimini teşvik edecek düzenlemelerin hayata geçirileceğini,   
  • Tüm kamu harcamalarının etki analizi çerçevesinde, verimlilik, etkinlik, temel politika ve önceliklerle tutarlılık ve mükerrerlikten kaçınma kriterlerini dikkate alarak kapsamlı bir gözden geçirmeye tabi tutulacağını ve rasyonel bir yapıya kavuşturulacağını,
  • Kamu kaynaklarının, bütçe dışı fonlar, özel bütçeler ve bütçe dışındaki kurum ve kuruluşlar aracılığıyla ya da bütçe içinde olsa bile temel harcama mevzuatı dışında şeffaf olmayan bir biçimde özel kurallarla yönetilmesi uygulamasına son verileceğini,
  • Doğa ve çevrenin korunmasına, dezavantajlı grupların gözetilmesine ve cinsiyete duyarlı bütçeleme anlayışının mevzuat altyapısının oluşturulacağını,
  • Kamu alımlarının şeffaf, adil, rekabeti bozmayacak ve yerli üretimi teşvik edecek şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla, kamu ihale kanununda gerekli düzenlemelerin yapılacağını; ihale ve satın alma süreçlerinin tüm taraf ve yurttaşların izleyebilmesine açık tutulacağını ve Avrupa Birliği normlarına uygun hale getirileceğini,
  • Büyük ölçekli kamu yatırımlarına, gerçekçi ihtiyaç değerlendirmesinin ve çevresel etki analizin yapılarak karar verileceğini; bu projelere ilişkin hazırlık sürecinde sivil toplum, meslek örgütleri ve ilgili tüm tarafların etkin bir şekilde katılımını sağlayacak mekanizmaların oluşturulacağını ve kamuoyunu şeffaf bir biçimde bilgilendirileceğini,
  • Kamu görevlilerinin asli görevleri dışında birden fazla yerden aylık, ücret, huzur hakkı almasına ilişkin düzenlemelerin gözden geçirileceğini ve mevzuat ile uygulamadan kaynaklanan boşlukların ortadan kaldırılacağını,
  • Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) uygulamalarını düzenleyen çerçeve bir mevzuat çıkartılacağını; KÖİ modelinin, faydalanıcıların yaptığı ödemelerle kendini finanse eden projelerle sınırlı tutulmasının esas olacağını; KÖİ projelerinin fizibilite çalışmalarına paydaşların katılımını, ihalelerde eşitliği, şeffaflığı, rekabetin arttırılmasının ve bu projelerin bağımsız denetime tabi tutulmasının sağlanacağını; bu projelerin bütçe üzerindeki yükünü, verilen garantilerin kapsamının, gerekçelerinin, süresinin ve benzeri bilgilerin düzenli olarak kamuoyuna açıklanacağını,
  • Tüm kamu sektörünün Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun mali saydamlık, hesap verebilirlik, iç kontrol ve denetim gibi alanlarına ilişkin hükümlerine tabi olmasını sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirileceğini; şeffaflığın ve hesap verebilirliğin arttırılmasında ve kamuoyu ile paylaşılmasında teknolojik imkânları etkin bir şekilde kullanılacağını,
  • Vergi sisteminin sürdürülebilir büyümeye destek olacak, çevreyi ve insanı gözeten, teknolojik gelişmelerle uyumlu bir yapıda yeniden şekillendirileceğini; vergi sisteminin, benzer konulardaki vergi türlerini konsolide ederek, iş ve işlemler üzerindeki günümüz koşullarına uymayan vergileri kaldırarak, istisna ve muafiyetleri en aza indirerek basit, anlaşılır ve kolay uygulanabilir hâle getirileceğini,
  • Haksız gelir dağılımına ve dengesiz kaynak tahsisine yol açan imar rantlarını engelleyecek önlemleri alarak imar kaynaklı rantların vergilendirileceğini,
  • Kişi ve konu bazında vergi dışı kalabilen tüm süreçleri tespit ederek bunlarla ilgili mevzuat boşluklarının giderileceğini ve denetim marifetiyle kayıt dışılığın en aza indirileceğini,
  • Vergi ödeme alışkanlıklarını bozan, vergisini düzenli ödeyenler aleyhine adaletsizlik oluşturan ve işletmeler arasında haksız rekabet doğuran vergi ve prim affı uygulamalarına gidilmeyeceğini ve harcamaların kontrolü ve vergi tabanının genişletilmesi ile elde edilecek mali imkânları, öncelikle çalışanlar üzerindeki vergi yükünü azaltmada kullanılacağını,
  • KİT'lerin ve tüm kamu işletmelerinin yönetim ve denetiminin OECD tarafından yayımlanan “Kurumsal Yönetim İlkeleri”ne ve “Kamu İşletmeleri için Kurumsal Yönetim Rehberi”ne uygun bir çerçevede yürütülmesinin sağlanacağını ve devletin iktisadi alandaki müteşebbis rolünü asgari düzeyde tutma hedefiyle uyumlu olarak yeni iktisadi devlet teşekkülü ya da benzeri kuruluşların oluşturulmasından kaçınılacağını,
  • Özelleştirme uygulamalarını sınırları yasalarla çizilmiş bir çerçeve içerisinde, hazırlık, karar alma, ihale ve uygulama süreçleri her katılımcıya açık rekabetçi ve şeffaf bir şekilde yürütüleceğini ve özelleştirme sonrasında özel tekellerin oluşmaması ve vatandaşın aleyhine olabilecek davranışların önüne geçmek amacıyla, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların etkinliğinin arttırılacağını,
  • Yeni çevre vergileri konulması, mevcut vergilerin çevreye uygun hale getirilmesi, çevreye zararlı sübvansiyon ve vergilerin kaldırılması veya değiştirilmesi yoluna gidilmesi suretiyle yeşil vergileme uygulamalarının güçlendirileceğini,
  • Götürü vergileme, basit usulün beyan dışına çıkarılması, ücretlerin doğrudan kesinti yoluyla vergilenmesi gibi hususlar ile Gelir Vergisi Kanunu’nda gelir unsurlarının kapsamını daraltıcı tanımları vatandaşımızın vergi yükünü artırmadan yeniden düzenleyerek beyan esasının temel alındığı çağdaş bir vergileme rejiminin ihdas edileceğini,
  • Gelir vergisi tarifesini (vergi oranı ve vergi dilimlerini) aile ve çocuk sayısını dikkate alarak yeniden düzenleyerek düşük ücret geliri elde edenlerin eline geçen ücret tutarını arttırılacağını ve ücretlilerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesinde yer alan indirim unsurlarını matrahlarından indirebilmelerine imkânının sağlanacağını,
  • Küçük işyerleri başta olmak üzere işletmelerin iş yapma maliyetlerinin düşürüleceğini,
  • İlk kez konut sahibi olacak vatandaşların 150 m2’ye kadar olan konut alışlarında ödeyecekleri tapu harcının kaldırılacağını,
  • Konut kiralama sözleşmelerinde damga vergisi uygulamasına son vererek konut kiralama maliyetlerinin azaltılacağını,
  • Ücretli olarak eğitim verilen, Okul Öncesi, İlköğretim, Ortaöğretim, Yükseköğretim ve Özel Eğitim Okullarında her türlü eğitim ve öğretim hizmetinden alınan KDV'nin indirileceğini,
  • Zorunluluk arz eden ve lüks tüketim özelliği taşımayan ev aletleri üzerindeki ÖTV oranlarını azaltarak vatandaşımızın üzerindeki vergi yükünün azaltılacağını,
  • İhtisas vergi dairesi sayısı ile çalışan sayısını artırmak ve dijital sistemlerden etkin yararlanmak suretiyle vergi iade sürecini hızlandırararak iş dünyası üzerindeki yükünün azaltılacağını,
  • Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde öngörülen ülkeler listesini yayımlayarak vergi cennetlerine yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılmasının sağlanacağını,
  • Başta OECD’nin BEBP Projesi kapsamındaki hususlar olmak üzere transfer fiyatlamasına ilişkin düzenlemelerin uluslararası standartlarla uyumlu hale getirileceğini,
  • FATF standartlarına uyum sağlayarak Türkiye'nin bir daha gri listeye girme ihtimalinin ortadan kaldırılacağını vadetmektedir.2526

Finans sektörü politikaları

Partinin finans sektörü politikalarının temel hedefi, sürdürülebilir büyümeyi destekleyen, sermaye birikimine katkıda bulunan, sermayenin tabana yayılmasına aracılık eden, dijital dönüşümün sunduğu fırsatları değerlendiren, bölgesel ve uluslararası alanda merkezî bir konuma ulaşmış, etkin ve dinamik bir finansal hizmetler sektörü inşa etmektir. Sektörün ürün ve finansman çeşitliliği sağlayarak ekonomik aktörlerin ihtiyaçlarına kapsayıcı ve erişilebilir çözümler üretmesini sağlamak ve bireylerin finansal okuryazarlığını arttırmak partinin temel hedefleri arasındadır.

Ayrıca parti güçlü sermaye ve fon yapısına, etkin risk yönetimine ve yüksek verimliliğe sahip bir bankacılık sektörü, sürdürülebilir büyüme için kritik bir önem taşıdığını ve adil rekabet ortamının sağlanmasının ve şeffaflığın arttırılmasının sektörün sağlıklı gelişimi açısından önemli bir unsur olduğunu düşünmektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi düzenleyici ve denetleyici kurumların üst yönetimine yapılacak atamalarda eğitim, sektör tecrübesi gibi kriterlerin daha sıkı ve dikkate alınır hale getirileceğini ve bu kurumlarda tüm çalışanlar için aranacak koşulların sıkılaştırılacağını,
  • Bu kurumların TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na yılda en az iki defa sunum yapmalarının sağlanacağını,
  • TCMB’de olduğu gibi diğer düzenleyici kurumların kurul kararlarının da ticari sır ve diğer piyasa hassasiyetleri dikkate alınarak şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmasının sağlanacağını,
  • Uluslararası en iyi uygulamalara uygun olarak eğitim, sektör tecrübesi, akrabalık-yakınlık ilişkileri ve benzeri hususların daha sıkı hale getirileceğini ve uygulanmasının sağlanacağını,
  • Kamu bankalarının kredilerine sektör ve konsantrasyon limitleri getirilmesi gibi uygulamalarla bu bankaların kuruluş amaçlarına uygun çalışmalarının sağlanacağını,
  • Kamu bankalarının kendilerine sağlanan avantajlı konum ve imkânları kullanarak mevduat ve kredilerde rekabeti bozucu büyümelerinin önleneceğini ve bu çerçevede TMSF sigorta priminin kamu ve özel bankalar için farklılaştırılmasının sağlanacağını,
  • Her bir kamu bankasının kurmuş olduğu kamu katılım bankalarının konsolide ederek daha etkin hale getirileceğini,
  • Kamunun kontrol ettiği şirketlerin daha etkin ve kurumsal normlarda yönetilebilmesi için halka açıklık oranlarını en az yüzde 25 olmak üzere kademeli olarak artıracak düzenlemeleri hayata geçirileceğini,
  • Reel kesimin ve bankacılık sektörünün başta sorunlu krediler olmak üzere karşı karşıya kaldığı zorluklara yönelik çözüm arayışlarının, tutarlı ve bütüncül bir yaklaşımla, kötüye kullanım riskine sebebiyet vermeden ve tümüyle şeffaf bir biçimde yürütüleceğini,
  • Bu doğrultuda, kredilerin etkin şekilde yapılandırılabilmesi ve şirketlerin ekonomik varlık olarak yaşayabilmeleri için başta icra-iflas kanunu olmak üzere gerekli kanuni düzenlemelerin yapılacağını,
  • Kredi derecelendirme piyasasında yerel ve uluslararası ölçekte faaliyet gösteren kuruluş sayısını artırarak rekabetçi bir yapının oluşturulacağını,
  • İstikrarlı bir finansal yapının olmazsa olmazı etkin ve sağlıklı işleyen bir sermaye piyasası olduğuna inanarak sermaye piyasasının toplam finansman içindeki payını artırmak amacıyla, sektörün derinleşmesini, şirket sermayelerinin halka açılmasını ve halka açıklık oranını arttırmayı teşvik eden düzenlemelerin hayata geçirileceğini,
  • Kamunun kontrol ettiği büyük şirketleri ve bankaları halka açarak, bir yandan bu kurumlar üzerindeki kamusal denetimin ve hesap verebilirliğin arttırılmasının, diğer yandan kurumsal ve bireysel yatırımcı tabanının genişletilmesinin ve sermaye piyasası araçlarının kullanımının geliştirilmesinin sağlanılacağını,
  • Bireysel tasarrufların yatırım fonları ve benzeri yapılar altında toplulaştırılarak profesyonel fon yöneticileri tarafından sermaye piyasalarında yatırıma yönlendirilmesinin teşvik edileceğini ve bu fonların etkin ve verimli yönetimlerini sağlayacak düzenlemelerin yapılacağını,
  • Sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin potansiyelinden en üst düzeyde yararlanılmasını sağlayacak adımların atılacağını; bireysel emeklilik sisteminin ve DASK uygulamasının etkinliğinin ve kapsayıcılığının arttırılacağını,
  • Özel sağlık ve hayat sigortalarının yaygınlaştırılmasının destekleneceğini,
  • Sigorta ve emeklilik sektöründe dijitalleşmeyi kolaylaştıracak ve hızlandıracak adımların atılacağını,
  • Ekonominin ürettiği katma değeri arttırmak için gerekli yenilikçi fikir ve buluşların hayata geçirilmesini destekleyen kitlesel fonlama, melek yatırımcı ağları, sosyal girişimcilik, etki yatırımcılığı ve gelişmiş bir girişim sermayeciliği altyapısının oluşturulacağını,
  • Ulusal FinTech Stratejisinin ve eylem planının hazırlanacağını, sektörün önünü açacak bir anlayışla yasal ve kurumsal altyapıda gerekli güncellemelerin yapılacağını,
  • Kamu tarafından kontrol edilen fonların ekonomiye daha uzun vadeli ve daha ucuz kaynak sağlaması için pay piyasasında daha etkin rol üstlenmesinin sağlanacağını ve bu fonların performanslarının yakından takip edileceği ve kamunun bu fonları daha verimli kullanmasının sağlanacağı düzenlemelerin yapılacağını,
  • Yatırımların en az maliyetle gerçekleştirilebilmesi için öz kaynak kullanımının özendirilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılacağını,
  • Uluslararası piyasalar ya da özel sektör tarafından sigortalanabilecek riskleri kamu üzerinden sigortalayarak yeni koşullu yükümlülük oluşturulmasının önleneceğini,
  • Dijital bazlı çok taraflı uluslararası Yeşil Finansman Kalkınma Bankası’nın kuruluşuna öncülük edileceğini vadetmektedir.2728

İstihdam ve işsizlikle mücadele politikaları

Demokrasi ve Atılım Partisi'ne göre, teknolojinin hızlı ilerlemesi ve iş yapış biçimlerinin yeniden inşa edilmesiyle beraber işgücü piyasasında belirsizlikler dünyanın her yerinde artmaktadır. Eskiden bilinen birçok yeni iş hayatına girmekte ve bilinen dünyaya dair birçok iş şekil değiştirmektedir. Robotlar ve yapay zekâ uygulamaları işleri ve meslekleri dönüştürmekte, bu gelişmeler sonucunda ortaya çıkan kısa vadedeki işsizlik artışı insanları tedirgin etmektedir.

Türkiye'de başta genç işsizlik olmak üzere işsizliğin yapısal sorun olarak devam ettiği, iş gücü arz ve talebi arasında nitelik uyumsuzluğunun bulunduğu, mesleksizlik ve belgesizliğin yaygın olduğu, esnekliğin az olduğu bir iş gücü piyasası ile karşı karşıya bulunulduğunu ve son yıllarda yaşanan güven ve istikrar kaybına bağlı olarak yatırımların ciddi oranda gerilediğini, bunun sonucunda işsizlik oranlarının tarihî yüksek seviyelere çıktığını hatırlatan parti işsizlikle mücadelede en etkin yöntemin, ekonomide güven ve istikrar ortamını tesis ederek yatırımları ve büyümeyi arttırmak ve işsizlikle ilgili yapısal sorunların çözümünün ise iş gücü piyasası reformları, çok yönlü aktif iş gücü politikaları ve mesleki eğitime yeni bir bakış açısı kazandırmaktan geçtiğine inanmaktadır.29

Kapsayıcı, aktif ve çok yönlü politikalar

Demokrasi ve Atılım Partisi, ayrım yapılmaksızın çalışabilir durumda olan herkesin nitelikli, adil bir ücret getiren, sosyal güvenlik kapsamında olan, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlandığı, kişisel gelişim fırsatları sunan, örgütlenerek yaşamlarını etkileyen kararların alınmasına katılabildikleri, tüm kadınlar ve erkeklerin eşit fırsatlardan yararlanıp eşit muamele gördükleri iş imkânlarına ulaşmanın temel öncelik olması gerektiğini savunmaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • İşgücüne katılımın arttırılması ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması için işgücünün niteliğinin sürekli iyileştirileceğini ve geleceğin işlerine uygun hâle getireceğini; bunun için yetkinlik geliştirmeye ağırlık verileceğini,
  • Rekabetçi ve yenilikçi bir ekonomide istihdam imkânlarının geliştirilmesi, yeni işlerin ortaya çıkarılması ve iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi amacıyla, kamu-özel sektör iş birliklerinin geliştirileceğini ve daha çok kişinin iş sahibi olmasının sağlanacağını,
  • İşletmelerin büyümelerini ve daha fazla istihdam oluşturmalarını engelleyen düzenlemelerin gözden geçirileceğini,
  • İstihdam teşviklerinin sadeleştirileceğini, bu teşviklerin etkinliğinin ve verimliliğinin sürekli izleneceğini,
  • Özel istihdam bürolarının yaygınlaştırılacağını ve İŞKUR ile koordinasyonlarının güçlendirileceğini,
  • İşsizlikle mücadelede merkezî ve yerel aktörlerle iş birliği içinde her ilin kendine özgü yerel istihdam programları oluşturmasına destek sağlanacağını,
  • Nitelik gerektirmeyen işlerde çalışacak yabancı işçilere katı sınırlandırmalar getirilerek iş gücü piyasasını bozan kaçak yabancı işçilikle etkin mücadele edileceğini,
  • Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla okul sonrası eğitmenli aktivite merkezleri ile kreşlerin yerel yönetimlerin sorumluluğunda mahalleler düzeyinde arttırılacağını,
  • Dezavantajlı gruplara yönelik olarak fırsat eşitliğini sağlayacak özel ve kapsayıcı istihdam programlarını hayata geçirerek bu grupların istihdam edilebilirliklerinin arttırılacağını,
  • Dezavantajlı grupların girişimciliğini artırmak için bu gruplara özgü girişimcilik eğitimlerin düzenleneceğini ve kendi işlerini kurmalarının vergi, SGK primi ve kredi olanakları ile teşvik edileceğini,
  • Ekonomik ve teknolojik değişime cevap veren aktif iş gücü programları ile iş gücünün nitelik ve beceri düzeylerini artırıcı, çalışma hayatında yaşanan değişim süreçlerine sağlıklı ve hızlı biçimde cevap veren politikaların uygulanacağını; bu çerçevede, çalışanların ve işsizlerin beceri ve yeteneklerini ölçmeye ve geleceğin işlerine uygun hâle getirmeye imkân verecek meslek-görev kesitleri ve benzeri yeni veri setlerin oluşturulacağını,
  • Teknolojik işsizliğe karşı önlemler alarak aktif iş gücü politikalarıyla gençleri yeni mesleklere yönlendirileceğini; dijital yetkinliklerin yanı sıra çalışanların transfer edilebilir yetkinliklerini geliştirecek ve böylece daha kalifiye olmalarını ve yeni işlere uyum sağlamalarının kolaylaştırılacağını,
  • Sanayi ve hizmet sektörlerinde, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamalarının neden olacağı otomasyon ve iş alanlarındaki hızlı dönüşümün yaratacağı uyum ihtiyacını karşılamaya yönelik yetkinlik geliştirme ve yeni yetkinlikler kazandırmaya yönelik yaşam boyu eğitim programlarının arttırılacağını,
  • Mesleki yeterlilik sınav ve belgelendirme faaliyetlerinin bütün mesleklere yaygınlaştırılacağını ve yeterlilik belgesine sahip olma şartını tüm meslekleri kapsayacak şekilde genişletileceğini ve bireylerin sınav ve belgelendirme masraflarının kamu tarafından karşılanmasının sağlanacağını,
  • Girişimciliği ülke için zorunlu olarak geliştirilmesi gereken bir yaşam becerisi olarak görerek girişimcilik ve yeni işler yaratacak programların özel olarak destekleneceğini,
  • Girişimlerin ve bireysel çalışmanın desteklenmesi için sigortalılık ve şirket kurma konularında bunlara özel yeni tanımlamalar yapılacağını; bu sayede yeni fikirlerin hayata geçmesinin, yatırım almasının, istihdam oluşturmasının ve gelir üretmesinin kolaylaştırılacağını vadetmektedir.3031

Mesleki eğitim politikaları

Demokrasi ve Atılım Partisine göre; yapısal işsizliği azaltmak ve katma değer üreten istihdamı arttırmak, ancak eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasında güçlü bir ilişki kurmakla mümkündür.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Mesleki ve teknik eğitimin işgücü piyasasında ihtiyaç duyulan mesleklere ve niteliklere cevap verecek şekilde planlanmasının ve yürütülmesinin sağlanacağını, işgücü piyasasındaki yapısal meselelerden biri olan “mesleksizlik ve belgesizlik” sorununun giderileceğini,
  • Mesleki ve teknik okulların yönetim ve karar alma süreçlerinde özel sektör ve meslek kuruluşlarının yer alacağı, iş dünyasıyla etkileşimli bir okul yönetim sisteminin kurulacağını,
  • Mesleki ve teknik eğitim okullarının teknik altyapılarının iyileştirileceğini, eğiticilerin niteliğinin arttırılacağını, bu okullardan mezun olanların istihdam edilebilir yeterliliklere kavuşturulacağını; geliştirilecek mezun takip sistemiyle de bu kişilerin istihdam edilebilirliklerin izleneceğini ve politikaların buna göre yeniden şekillendirileceğini,
  • Orta ve yükseköğretim düzeyindeki mesleki ve teknik eğitim okullarının sanayi, hizmetler, tarım sektörleriyle ilişkilerine göre organize sanayi sitelerinde, ticaret ve turizm alan ve merkezlerinde, tarımsal işletmelerin bulunduğu yerlerde kurulacağını, mevcut okulların da tedricen bu yerlere taşınacağını,
  • Mezunlarının daha iyi istihdam olanaklarına kavuşturulmasıyla mesleki ve teknik eğitime dönük önyargıyı kıracak, ara eleman olarak nitelendirilen meslek sahiplerinin üretimin “ana aktörleri” olduğu yönünde farkındalık oluşturulacağını ve meslek sahibi olmanın, önemli ve itibarlı olduğu bilinci oluşturarak ailelerin ve gençlerin mesleki ve teknik eğitim okullarını daha çok tercih etmesinin sağlanacağını,
  • Ailelerinden ayrı düşmüş ve devlet bakımında bulunan yetim, öksüz çocuk ve gençler ile ailelerinin yanında bulunan fakat aileleri maddi yoksunluk çeken çocuk ve gençlerin destek program ve projelerine fırsat eşitliği kapsamında erişimlerinin sağlanacağını; geleceğe güvenle bakmalarının destekleneceğini ve bu çocuklar ve gençlerin, özellikle ara eleman açığı olan sektörlerle ilgili meslek liselerine erişimlerine öncelik vererek, bu sayede eğitim hayatında kalmalarını ve erken yaşta meslek edinmelerini sağlayarak işsizlik riskine karşı önlem alınacağını,
  • Dijital ekonomiye geçiş ve Endüstri 4.0 ile birlikte geleceğin mesleklerini belirleyecek çalışmaların yapılacağını,
  • Mesleki eğitim müfredatını bu doğrultuda güncelleneceğini; öğrencilere farklı alanlarda da kullanabilecekleri taşınabilir yeni becerilerin kazandırılacağını ve öğrencilerin yönelebilecekleri meslek seçenekleri konusunda esnek bir yaklaşımın izleneceğini,
  • Bu çalışmaların dinamik bir yaklaşımla sürekli hale getirileceğini; teknoloji ve bilişim liseleri ile gençlerin yazılım, kodlama ve teknoloji alanlarında meslek sahibi olmalarının sağlanacağını,
  • Gelecekte ihtiyaç duyulacak yeni meslek ve yetenekler için internet üzerinden ve yerinde eğitimlerin sunulacağını vadetmektedir.32

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler

Demokrasi ve Atılım Partisi, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ), sayıları, istihdam hacimleri, üretim değerleri, gelişmeye olan katkıları, mülkiyetin tabana yayılması yönünden, ekonomik açıdan serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisinin ve sosyal bakımdan toplumsal istikrarın temel unsuru haline geldiğine inanmaktadır.

Partiye göre, KOBİ’lerin istihdam içindeki payı yüzde 75, katma değer ve ihracat içindeki payı ise yüzde 50’nin üzerinde olmasına rağmen, toplam krediler içindeki payı yüzde 25 seviyelerinde olmasının Türkiye'deki KOBİ’lerin finansman bulma konusunda güçlük yaşadığının açık bir göstergesidir. Ekonomide önemli bir role sahip olmalarına rağmen KOBİ’ler, know-how, beceri seviyesi, sermaye miktarı ve özellikle bilgi ve iletişim alanındaki modern teknolojiye erişim ve sağladığı avantajlardan faydalanma kabiliyeti açısından geri durumdadır.

KOBİ’lerin; girişimcilik kültürünün, teknoloji tabanlı ve yenilikçi girişimcilik kapasitesinin geliştirilmesi, finansmana, bilgiye ve pazara erişim imkânlarının güçlendirilmesi ve ölçek büyütmelerinin sağlanması partinin öncelikli hedeflerinden biridir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • KOBİ’lerin arasından daha fazla büyük işletme çıkmasına katkısı olacak eğitim, yönetim, finansman, teknoloji geliştirme veya teknoloji transferi, ürün ve pazar çeşitlendirme, ihracat potansiyelini artırma, yeni ortaklıklar kurabilme, sermaye piyasalarından daha çok pay alabilme konusunda özel destek modellerin oluşturulacağını,
  • KOBİ’lerin ölçek sorununu aşamadan bölünmelerine veya tasfiye olmalarına yol açan, kritik ve stratejik önemdeki kuşaktan kuşağa geçiş süreçlerinin planlanması, hazırlanması ve kolaylaştırılması için, yetkin yönetici kadrolarının eğitilmesine ve yetiştirilmesine yönelik adımların atılacağını ve bu amaçla profesyonel destek almalarının teşvik edileceğini,
  • Yönetim danışmanlığı sektörünü destekleyerek KOBİ’lerin bu sektörden devlet destekli olarak danışmanlık hizmeti almasının sağlanacağını,
  • KOBİ’lerde verimlilik dönüşümünü ve dijital dönüşümü sağlayacak danışmanlık ve destek programlarının hayata geçirileceğini,
  • KOBİ’lere verilen kredi hacminin arttırılacağını ve yenilikçi finansman imkanlarının geliştirileceğini,
  • KOBİ’lerin finansmanında girişim sermayesi, kitle fonlaması ve etki yatırımcılığı gibi imkanların kullanımının arttırılacağını,
  • Büyük ölçekli işletmeler ile KOBİ’lerin etkileşimlerini arttıracak, değer zincirini güçlendirecek ve verimliliği arttıracak ortak Ar-Ge ve yenilik projelerine destek programların oluşturulacağını vadetmektedir.33

Esnaf ve sanatkârlar

Demokrasi ve Atılım Partisine göre, Türkiye'nin ekonomik toplumsal ve siyasal hayatında önemli bir yere sahip olan esnaf ve sanatkârların ticari hayatta yaşanan gelişmeler ve son yıllarda ekonomik kriz nedeniyle giderek ağırlaşan birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Ekonominin sağlıklı işleyişine, ahilik geleneği içindeki birçok uygulamalarıyla modern ekonomide kullanılan kalite ve tüketici hakları kavramlarına katkıda bulunan esnaf ve sanatkarımızın gelişen ekonomiden hak ettiği payı alması için parti gereken çalışmaları yapılacağını savunmaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Esnaf ve sanatkâr odaları ve birlikleri bünyesinde, esnaf ve sanatkârlara ihracat süreçleri, girişimcilik, Ar-Ge ve yenilikçilik ile devlet yardımları hakkında eğitim, danışmanlık ve bilgi desteği sağlayacak birimlerin oluşturulacağını,
  • Esnaf ve sanatkarın işlerini büyüterek tacir ve sanayici aşamasına geçerek KOBİ niteliğine kavuşması, ekonomideki gelişmeleri yakından takip edebilmesi için sürekli bilgilendirme kanalların oluşturulacağını; geleneksel alanlarda faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarlar için yeni iş fikirlerinin geliştirilmesi, sürdürülebilirliğin sağlanması ve ayakta durabilen bir işletme altyapısı oluşturulması için girişimcilik eğitimleri ve girişimciliğe yönelik desteklere önem verileceğini,
  • Esnaf ve sanatkarların büyük sanayi işletmelerinin tamamlayıcı fonksiyonunun güçlendirileceğini ve nitelikli meslek elemanlarının yetişmesine katkılarının destekleneceğini,
  • Ucuz ve yeterli finansmana erişim, bu finansmanı işinin niteliğini arttırma, büyütme, çağın gerektirdiği değişim ve dönüşümü gerçekleştirme yönünde kullanabilmesi için mevcut Esnaf ve Sanatkârlar Destek Sisteminin yenileceğini ve yeni destek mekanizmaların geliştirileceğini,
  • Esnaf ve sanatkarların birlikte iş yapma kültürünün geliştirilmesi yönünde çalışmaların yapılacağını,
  • Esnaf ile tacir, sanatkâr ile sanayici arasındaki tanım farkını dikkate alarak her iki kesimin mesleki örgütlenmesinde yaşanan sorunların giderileceğini,
  • Sanatkarların yaşadığı çırak yetiştirme sorununun ve çıraklık eğitiminin genel eğitim sistemiyle uyumlu bir şekilde ele alınacağını vadetmektedir.34

Tüketici hakları

Demokrasi ve Atılım Partisi, doğumundan ölümüne kadar hayattaki konumu ne olursa olsun her birey ekonomik anlamda bir tüketici olduğunu göz önüne alarak üretilen mal ve hizmetlerin kalite ve standardı sadece bu mal ve hizmeti üreten kişi veya işletmelerin iş ahlakı ve kalite anlayışına bırakılamayacağını savunmaktadır.

Üretimden dağıtım ve nihai tüketiciye ulaşma süreçlerine kadar her aşamasının etkin bir şekilde denetlenmesini, tüketicilerin hak ettikleri nitelikte sağlıklı ve kaliteli ürünlere sahip olabilmeleri amacıyla merkezi yönetimin piyasa gözetim ve denetimi faaliyetlerinde kalite ve standart ölçülerini doğru belirlemesinin, denetim uzmanlarını ve araçlarını etkinleştirmesinin ve güçlendirmesinin yanında mahalli idarelerin de bu alandaki yetkilerinin artırılmasını ve tüketici hakları konusunda çalışan sivili toplum örgütleri ile sıkı bir işbirliğine gidilmesini savunmaktadır.35

Bölgesel ve yerel kalkınma

Demokrasi ve Atılım Partisi, bölgesel ve yerel kalkınmayı kapsayıcılığın önemli bir aracı olarak görerek kalkınmanın yerel bilgiye, yetkinlik ve becerilere, değerlere ve kurumsallaşmaya dayanması gerektiğine inanmaktadır. Bölgesel gelişme politikalarının temel hedefi, bölgeler arasındaki kalkınmışlık farklarını asgariye indirmek ve her bölgenin kalkınma potansiyelini gerçekleştirmesini sağlamaktır.

Bölgesel gelişme politikalarını parti; eğitimde, üretimde ve altyapı temininde fırsat eşitliği; dağıtımda, paylaşımda ve yaşam kalitesinde hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde şekillendireceğini belirtmektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • İstatistiki bölge birimlerini gözden geçirecek ve yeniden tanımlanacağını; özellikle ulaşım, iletişim ve teknoloji alanlarındaki gelişmeler doğrultusunda idari, coğrafi, istatistiki bölge sınırlarına bağlı kalmaksızın ihtiyaç halinde toprak ve su kaynaklarını, tarımsal faaliyeti ve ekosistemleri ya da özel proje ve kalkınma alanlarını, sanayi koridorlarını esas alan bölgeler oluşturulacağını,
  • Bölgesel politikaların, ilgili tüm tarafların katılımını ve etkin koordinasyonu sağlayacak kurumsal yapılar tarafından oluşturulacağını ve uygulanacağını,
  • Yerel idarelerin kalkınma alanındaki yetki, görev ve sorumluluklarının arttırılacağını; yerel düzeydeki kurumların, yerel inisiyatiflerin, kalkınma platformlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve iş örgütlerinin bölgesel kalkınma süreçlerinde daha aktif rol almalarının sağlanacağını ve bu çerçevede bu kurumların ve yapıların yönetim süreçleri, beşeri kaynakları, fiziki imkanları ve teknolojiyi kullanma kabiliyetlerinin iyileştirileceğini,
  • Bölgesel gelişmenin alt bölümleri olan yerel, kentsel ve kırsal kalkınma alanlarının bunlar arasında uyum, tamamlayıcılık ve bütünlük sağlayarak yönetileceğini,
  • Yerel kalkınmada özellikle gençler ve kadınlar için iş, istihdam, eğitim ve finansmana erişim imkanlarının artırılmasına odaklanılacağını ve bu çerçevede, danışmanlık programlarının, yoğun teknik ve iş becerileri eğitiminin, iş merkezlerinin geliştirilmesinin ve gençlik gelişim programlarının uygulamaya koyulacağını,
  • Okulların yerel yenilikçilik ve girişimciliğin merkezi olmasına önem verileceğini ve üniversitelerin eğitim planlamaları ile yerel insan gücü talebinin uyumlu hale getirileceğini ve üniversitelerin öncelikle mesleki eğitim içerikleri geliştirmelerinin sağlanılacağını,
  • Sosyal girişimciliğin yerel ve bölgesel kalkınmanın temel araçlarından birisi olarak değerlendirileceğini; örgütlenme, finansman, eğitim ve ağ oluşturma konularında destekleneceğini,
  • Yerel sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması bakımından yeşil ekonomi anlayışı doğrultusunda çevre konularına önem verileceğini,
  • Kalkınma ajanslarının yerel ürünlerde standardizasyon ve yerel marka oluşturma konusunda daha fazla destek olmasının sağlanacağını,
  • Belirli bir bütünlük sergileyen kent gruplarının yatırım ve kalkınma stratejilerini bir arada ele alarak kentlerin küresel rekabetle başa çıkmasını kolaylaştırmanın hedefleneceğini; kent ekonomilerinin rekabet gücünü yükseltecek insana yatırım programlarının ve üniversite ile kenti buluşturma programlarının geliştirileceğini; kent düzeyinde yatırım ve iş alanları için rehberler hazırlanmasının sağlanacağını ve sınır kentlerimizin başta komşu ülkelerle olmak üzere uluslararası ticaretin sağlayacağı imkanlardan daha fazla yararlanmalarını temin etmek amacıyla, lojistik, ulaşım ve diğer altyapı açısından güçlendirilmesine önem verileceğini,
  • Kırsal kalkınmada odak tarımsal ve ekonomik gelişmenin ötesine geçmekte olduğuna ve sosyal, çevresel ve kültürel boyutlar da önem kazandığına inanarak ve kamu kesiminin yanı sıra sivil toplum ve özel kesimin kırsal kalkınmadaki etkisinin ve rolünün arttığını göz önünde bulundurarak bilgi ve iletişim teknolojilerinden kırsal yaşam kalitesinin arttırılması, üretim, e-ticaret, eğitim, sağlık ve becerilerin geliştirilmesi alanlarında azami ölçüde faydalanılacağını,
  • Üretici birlikleri ve kooperatiflerin kurumsal kapasitelerinin güçlendirileceğini ve iyi yönetişim ilkeleri çerçevesinde yeniden yapılandıracak düzenlemelerin hayata geçirileceğini ve bunların, küçük işletmelerin tedarik zinciri kurmalarını, lojistik imkanlara erişebilmelerini, ürünlerini ulusal ve uluslararası pazarlarda satabilmelerini, bölgesel ve global marka haline gelebilmelerini destekleyecek bir yapıya kavuşturulacağını vadetmektedir.36

Sektörel politikalar

Tarım, hayvancılık ve orman

Demokrasi ve Atılım Partisinin tarım politikasının temel amacı, insana, toprağa, çevreye saygılı, üretici ve tüketicinin haklarını koruyan; sağlıklı ve sürdürülebilir üretimi esas alan; veriye ve bilime dayalı; yüksek katma değer üreten; rekabetçi, yenilikçi bir tarım sektörü oluşturmaktır.

Hedefi vatandaşların güvenli, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslendiği; arz talep ve fiyat dengesinin gözetildiği; gıda ve tarım alanında ihracat potansiyelini ciddi ölçüde yükseltmiş; gıda güvenliğini önceleyen, gıda endüstrisinde kullanılan tahıl ve yağlı tohumlar başta olmak üzere kendine yeterli; protein açığını kapatmış, finansal olarak güçlü ve teknoloji ile donatılmış tarımsal işletmeler ile eğitimli çiftçilere sahip bir Türkiye'dir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Çiftçi kayıt sistemi başta olmak üzere idari kayıtlardan, coğrafi bilgi sistemleri ve dijital teknolojilerden yararlanarak; çiftçi, toprak kullanımı, iklim, sulama, ürün deseni, zirai üretim profili gibi alanlarda tam tarım sayımı yaparak Türkiye Çiftçi ve Tarım Envanterinin oluşturulacağını,
  • Türkiye Tarım Veri ve Bilgi Sistemi kurarak, çiftçi ve ilgili diğer kesimlerin kullanımına açılacağını; tarımsal üretim faaliyetinin veri ve bilgi altyapısının güçlendirileceğini; hayvan kayıt, süt kayıt, çiftçi kayıt gibi tüm veri tabanları uygulamalarının entegre edileceğini ve tek kayıt sistemine geçileceğini,
  • “Şehir Tarımı” konusunda çalışmaların yapılacağını ve bu kapsamda özellikle Büyükşehirlerdeki büyük ve imara atıl alanların tarımsal üretim amacıyla kullanılmasının sağlanacağını; şehirlerde hafriyat izinleri verilirken üstteki nebati toprağın stok alanlarına taşınmasının zorunlu kılınacağını,
  • Yerel yönetimlerle iş birliği halinde mega kentlerin beslenmesine yönelik karbon ayak izinin en aza indirileceğini ve taşıma marjlarını düşürecek stratejilerin oluşturulacağını; nakliye sürecindeki kayıpların önlenmesi maksadıyla soğuk zincir altyapısının güçlendirileceğini,
  • Tarımsal iç ve dış ticarette rekabet avantajı sağlayacak markalaşma, coğrafi işaret destekleri ile nakliye ve raf ömrünü uzatacak paketleme ve ambalaj teknolojilerini destekleyecek düzenlemelerle çevre ve insan sağlına zarar veren alternatiflerin kullanımını engelleyici düzenlemelerin hayata geçirileceğini,
  • Tarımsal işletmeciliğe geçişi destekleme ve gençleri tarım işletmeciliğine yönlendirme maksadıyla girişim sermayesi desteği ve uygun maliyetli kredi enstrümanlarının etkin biçimde kullanacağının; çiftçilerin işletme ve finansal okur-yazarlıklarının güçlendirilmesine yönelik eğitimlerin düzenleneceğini; bu amaçla üniversiteler, araştırma enstitüleri ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliklerinin destekleneceğini,
  • Tarım meslek liselerinin yeniden açılacağını; liselerden mezun olan gençleri girişimci çiftçi projesi kapsamında Hazine arazisi kiralama, girişim sermayesi ve düşük faizli kredi gibi teşvikler başta olmak üzere muhtelif desteklerden öncelikli olarak faydalandırılacağını ve mesleğin gençleştirilmesinin sağlanacağını,
  • Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışanların başta konaklama, sağlık ile umumi ve kişisel temizlik olmak üzere yaşam standartlarının iyileştirilmesine ve çocukların eğitim ihtiyacının karşılanmasına yönelik yerel yönetimlerle iş birliği ve koordinasyon halinde çalışmaların yapılacağını,
  • Tarım sektöründeki kayıt dışılığın önlenmesi ve tarım işçilerinin sosyal haklarla güçlendirilmesini sağlamak amacıyla, bu sektöre yönelik esnek çalışma ve sigorta destek modellerinin uygulamaya koyulacağını,
  • Mevcut seraların modernize edilmesi ve büyütülmesi ile yeni sera, paketleme tesisleri ve depo yapımı için yatırım desteğinin sağlanacağını,
  • Sulanabilir alanların genişletilmesine yönelik yatırımların arttırarak devam edileceğini; suyun doğru ve verimli kullanılmasına yönelik teknolojik altyapı ve araştırma yatırımlarına öncelik verileceğini; başta sulama kanalları olmak üzere Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi ve Doğu Anadolu Projesi kapsamındaki altyapı yatırımlarının tamamlanmasına öncelik verileceğini,
  • Lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaştırılması amacıyla kira desteğinin arttırılacağını ve tahıl dışındaki ürün gruplarında da modern depoların kurulmasının teşvik edileceğini,
  • Bitkisel protein üretimi ve ticareti konusunda küresel piyasalarda rekabet gücümüzü arttırmaya ve iç tüketim açısından kamuoyunu bilinçlendirmeye yönelik çalışmaların yapılacağını,
  • Çiftçi ve gıda sanayisinin üzerindeki bürokratik işlem yükünün azaltılacağını; bürokratik süreçlerin basit ve anlaşılabilir hale getirileceğini; başta gıda denetimleri ve çiftçi eğitimleri olmak üzere alanında uzman insan kaynağı gücünün yerinde kullanılacağını,
  • Hayvancılığı yem üretiminden başlayarak destekleneceğini; yem üretimini arttırmak amacıyla, sulama oranının düşük olduğu alanlarda işletme ve parsellerin arazi edinimi veya örgütlenme ile büyütülmesi yoluyla yem bitkisi yetiştirilmesin destekleneceğini; Türkiye'nin yayla potansiyelinin en üst düzeyde kullanılmasının sağlanacağını; bu çerçevede yaylaların; sınırlarını belirleyerek gerekli etüt çalışmalarının yapılacağını; gelişme planlarının hazırlanacağını; ulaşım, elektrik, barınma gibi altyapı ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanacağını,
  • Örgütlü üretim, sözleşmeli üretim, elektronik kontrol, kayıt tutma, izleme, sigorta gibi araçlarla, hayvancılık uğraşan ancak mali gücü yeterli olmayan ailelerin hibe ve ucuz kredi gibi desteklerden yararlanmasının sağlanacağını,
  • Küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde aile işletmelerinin kaliteli üretim yapmaları için teknoloji kullanımlarının destekleneceğini,
  • Türkiye'nin zengin biyolojik çeşitliliğine sahip olmasının yanında, yer aldığı iklim kuşağı ve küresel ısınma ile orman yangınlarına karşı aşırı duyarlı ve erozyon etkisi altında olduğunu dikkate alarak, orman yangınlarıyla mücadelede önleyici tedbirlere, müdahale kapasitesinin güçlendirilmesine ve toprak muhafaza amaçlı ağaçlandırma yapılmasına öncelik verileceğini; orman köylülerini ve orman işletmeciliğinin gelişmesinin destekleneceğini vadetmektedir.37

Sanayi

Demokrasi ve Atılım Partisinin sanayi politikalarının temel hedefi, verimlilik artışları ve ileri teknoloji kullanımı yoluyla sanayinin küresel rekabet gücünü yükseltmektir.

Sanayi üretimi ve ihracatı içinde ileri teknoloji kullanan ve yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılması, üretim ve ihracatın ürün ve pazar yapısının çeşitlendirilmesi, imalat sanayinde kullanılan düşük ve orta düzey teknoloji ithal ürünlerimizin yurt içinde üretiminin sağlanması, işletmelerimizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun ve dijital dönüşüme uyumunun hızlandırılması partinin temel önceliğidir. KOBİ'lerin büyümesi ve rekabet gücünü artırarak büyük ve uluslararası şirketler haline gelmesi, sanayi politikalarının öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Çok fazla ve dağınık yapıda olan teşvikleri, etki analizleri yaparak sadeleştirileceğini,
  • Teşvik ve destekleri pazar, finansman ve kurumsal kapasite unsurlarının tümünü dikkate alan bütüncül bir yaklaşımla sunulacağını ve bu politikaların tasarlanırken, net katma değer, tedarik zincirindeki rol, büyüme ve karlılık performansı ile kayıtlılığa özen gösterme gibi kriterlere öncelik verileceğini,
  • Ar-Ge desteklerinden yararlanarak yenilik ve ürün geliştiren firmalarımıza sadece araştırma evresinde değil, seri üretim, ticarileştirme, markalaşma, sertifikasyon ve standardizasyon gibi aşamalarında sağlanan desteklerin etkinliğinin arttırılacağını ve “Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” büyüme stratejisinin birden fazla hedefini destekleyen alanlarda özel destek paketlerin oluşturulacağını,
  • Temel ar-ge faaliyetleri yapan kurumların ve kamu destekli yarı özerk kurumların, ana görevleri olan temel araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yoğunlaşmalarının sağlanacağını; temel görevlerinin dışında faaliyet göstermelerinin ve bu şekilde haksız rekabet yaratmalarının önüne geçileceğini,
  • Başarılı dünya örnekleri, üniversite-sanayi işbirliğinin ekonomik kalkınmada motor rol oynadığını göz önünde bulundurarak sayıları ve kapasiteleri giderek artan üniversitelerin araştırmalarından iş dünyasının daha doğrudan yararlanabilmesini ve aralarında sistematik ve fonksiyonel olarak işleyen bir işbirliği mekanizmasının kurulacağını,
  • Sınai mülkiyet hakları konusunda farkındalığın arttırılacağını; bu hakların ticarileşmesinin ve ekonomik değere dönüşmesinin destekleneceğini; bu konuda ihtisas mahkemelerinin sayısının arttırılacağını ve bu alanda veri, analiz ve raporlama kapasitesini güçlendirecek adımların atılacağını,
  • Bir yandan yeni bölgesel birliktelikler oluştururken, diğer yandan da Avrupa Birliği ile süregelen Gümrük Birliği'ni hizmet ve tarım sektörlerini kapsayacak şekilde genişleterek bu sektörlerin rekabet gücünün arttırılmasının, Türkiye'ye doğrudan yatırımların çekilmesinin ve Türkiye'nin bir üretim ve hizmet üssü olmasının sağlanacağını vadetmektedir.38

Teknoloji ve dijital dönüşüm

Ekonominin her alanında ürün ve hizmet verimliliğini, kaliteyi ve rekabetçiliği arttıracak, nitelikli işgücü istihdamını geliştirecek, sosyal fayda sağlayacak ve sosyal maliyetleri düşürecek bir teknoloji dönüşüm programını hayata geçirmek, Demokrasi ve Atılım Partisinin öncelikli hedeflerinden birisidir.

Partinin dijital ekonomiye yönelik politikalarının amacı, yerli dijital çözüm üreten firmalarımızı alanlarında rekabetçi olmalarını sağlayacak şekilde desteklemek, bu firmalarla işbirliği içinde geleneksel şirketlerimizin dijital dönüşümünü hızlandırmak ve küresel dijital şirketlerle eşit şartlarda rekabet ortamı sağlamaktır. Aynı zamanda parti, yenilikçi ve sürdürülebilir iş modeli girişimlerini teşvik ederek, dünyada yaklaşık üç trilyon dolar olan girişimcilikekonomisi içinde ülkemizin payını arttırmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Açık kaynaklı” teknoloji platformlarının yaygınlaşmasını sağlayarak yenilikçi iş modelleri üreten girişimlerin destekleneceğini,
  • Sektörel teknolojik dönüşüm projelerine ve yenilikçi iş modeli girişimlerine destek olmak amacıyla, kişisel verilerin korunması, güvenlik ve dijital etik ilkelerini de gözeterek, kamu bünyesinde merkezi bir açık veri platformunun oluşturulacağını ve bu çerçevede oluşturulacak açık verilerin dijital dönüşüm odaklı, verimlilik ve etkinliği arttıracak, veri ile akıl üreten ve çözüm geliştiren girişimlere ve özel sektör kurumlarının kullanımına açılacağını,
  • Teknoloji girişimlerinin, kuruluş aşamasında ücretsiz internet bağlantısı, büyüme ve nitelikli istihdam artışına bağlı olarak vergi ve prim teşvikleri yoluyla destekleneceğini,
  • Teknoloji girişimciliği kültürünün yaygınlaştırılacağını ve girişimcilik eğitiminin lise ve üniversite eğitiminde müfredat içerisine yerleştirileceğini,
  • Türkiye'nin başarılı olduğu teknoloji girişimciliği alanlarındaki yetkinliklerini, sinerjisi yüksek yan iş alanlarına da genişleterek ekosisteminin büyütüleceğini ve istihdamın yaratılacağını,
  • Girişimcilere yönelik yatırım kaynaklarının global ve alanında ihtisas sahibi Risk Sermaye kuruluşları ile ortak fonlar kurarak arttırılacağını,
  • Üniversitelerin yeni girişimci ekonomiye cevap verir dönüşümünün teşvik edileceğini,
  • Perakende, pazarlama, ulaşım, lojistik, tedarik zinciri, sağlık, enerji, finans, tarım gibi sektörlerde iş yapış süreçlerinde “Veri ile Akıl Üreten ve Sürekli Öğrenen” verimlilik ve etkinlik odaklı iş modellerinin hayata geçirilmesinin destekleneceğini,
  • Finans, enerji, sağlık, ulaşım, tarım, kamu hizmetleri, gayrimenkul gibi birçok sektörde verimlilik, etkinlik, sosyal fayda ve son kullanıcıya fayda odaklı dijital teknolojilerin kullanımının yaygınlaşması için bu faaliyet alanlarında engellerin kaldırılacağını ve rekabeti artıracak düzenlemelerin yapılacağını; kamu ya da özel sektöre ait kurumlara ayrıcalık tanıyan regülasyonlardan kaçınılacağını,
  • Türkiye’de yapay zeka ve büyük veri ile akıl üreten dijital teknoloji çözümlerinin yaygınlaşmasında bulut bilişim altyapı teknolojilerinin daha etkin kullanımına yönelik tüm sektörlere eşit olacak şekilde düzenlemelerin yapılmasının hedefleneceğini ve bu çerçevede, Türkiye’nin kişisel verilerin korunmasında Avrupa Birliği nezdinde güvenli ülke statüsü elde etmesi için gerekli önlemlerin alınacağını,
  • Dijital erken aşama firmaların regülasyon uyumlarını, kurumlar arasında koordine edecek “Regülasyon-İnovasyon Ofisinin” kurulacağını ve regülatör kurumlarda, dijital teknolojilere yönelik kapasitenin güçlendirileceğini,
  • Global girişimcilik merkezleri ile işbirliğinin geliştirileceğini ve global teknoloji şirketlerinin Türkiye'deki mühendislik merkezlerini büyütmelerinin destekleneceğini,
  • Erken aşama teknoloji uygulamalarına odaklı global risk sermayesi fonlarının Türkiye'ye yönelik yatırımlarını arttıracak ortaklık modellerin geliştirileceğini,
  • Öncü uluslararası üniversitelerle işbirlikleri kurarak üniversitelerimizin yeni teknoloji platformlarına yönelik alanlardaki akademik programlarının geliştirileceğini,
  • Veri bilimi, dijital yetkinlikler, kodlama, makina dili, yapay zeka gibi farklı dallarda teknolojinin etkin kullanımına yönelik yetkinlikleri üniversite eğitiminde disiplinler arası müfredata entegre ederek, teknolojik dönüşüm alanında ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağının arttırılacağını,
  • Yeni teknoloji alanlarında uluslararası saygın akademisyenlerin üniversitelerimizde, akademisyenlerimizin de uluslararası üniversitelerde çalışmalarına yönelik teşvik programının geliştirileceğini,
  • Akademisyenlerin gerçekleştirdikleri teknoloji üretimi ve araştırma faaliyetlerinden elde edilen gelirlerden daha fazla pay almalarının sağlanacağını,
  • Mevcut altyapıları kullanarak şehirlerimizde belirli merkezlerde ücretsiz internete erişim imkanının sağlanacağını,
  • İnternete erişimi lüks tüketim olarak gören vergi dahil tüm düzenlemelerin değiştirileceğini,
  • Teknolojik dönüşüm ve yenilikçiliğin önünü açacak politikaları ve düzenlemelerin, fikir ve düşünce özgürlüğünü kısıtlamayacak; kişisel verileri koruyacak, şeffaflığı, fırsat eşitliğini ve adil rekabet ortamını sağlayacak; toplumsal güveni oluşturacak, tüm paydaşlara faydayı ve çevresel etkileri gözeten; dijital etik değerlere saygılı ve kapsayıcı bir anlayışla gerçekleştirileceğini,
  • Teknoloji Dönüşüm üzerine her sektörde ihtiyaçları, potansiyel uygulama alanlarını ve öncelikleri belirlemek amacıyla STK’lar ile işbirliği içerisinde geniş katılımlı “Sektörel Teknoloji Dönüşüm Kurulunun” oluşturulacağını ve bu kurulun, sektörleri temsil eden kuruluşlardan yöneticiler, teknolojistler, danışman kuruluşlar, akademisyenler, girişimciler ve yatırımcılardan oluşan geniş katılımlı bir danışma kurulu olmasının sağlanacağını,
  • Türkiye’nin, Avrupa Birliği, OECD, G20 gibi teknoloji gelişimine ve uygulamalarına yön veren politikalara dair normların oluşturulduğu uluslararası platformlarda temsil gücünü ve katılımını arttırarak global normların şekillenmesine katkıda bulunulacağını; bu amaçla, teknoloji geliştirme ve uygulamalarında öncü olan ülkelerle işbirliklerinin geliştirileceğini; Dijital Hizmet Vergisi veya dijital hizmetler üzerindeki stopaj vergisi gibi uluslararası boyutu olan konuların, teknoloji ekosisteminin gelişimine ve istihdamına etkilerini de dikkate alarak çok taraflı diyalog üzerinden milli menfaatlere yönelik kazanımlar elde edecek bir yaklaşımla ele alınacağını ve Avrupa Birliği müzakerelerinde “Tek Dijital Pazar” konusunun önceliklendirileceğini vadetmektedir.39

Enerji

Demokrasi ve Atılım Partisine göre Türkiye'nin enerji ihtiyacının temininde yüksek oranlı dışa bağımlılık sadece enerji arz güvenliğini değil aynı zamanda cari açığı da önemli ölçüde olumsuz yönde etkilemektedir. Fosil yakıtı kaynaklarındaki dışa bağımlılık başta elektrik üretimi ve ulaşım sektörü olmak üzere birçok sektörde maliyet baskısına yol açmaktadır. Yenilenebilir enerji üretimindeki maliyet düşüşleri, bilişim teknolojilerinin kullanımının getirdiği verimlilik artışları ve iklim değişikliği gibi faktörler enerji politikalarımızın yeniden belirlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Partinin başlıca hedefi Türkiye'nin enerjide arz güvenliği, kaynak çeşitliği ve dışa bağımlılığın azaltılması alanlarında yeni politika ve stratejilerle geleceğe hazırlanmasıdır. Parti hidrokarbon kaynaklarının özellikle de doğal gazın sevkiyatında transit terminal konumunda olan Türkiye'nin bölge ülkeleri ile yeni stratejiler ve alternatif işbirlikleri geliştirmesinin büyük önem taşıdığını belirtmektedir.

Nükleer enerjinin, gelişmiş ülkelerin çoğunda arz güvenliği ve kaynak çeşitliliği açısından toplam kurulu güç içerisinde önemli bir paya sahip olduğunu ve nükleer santrallerin başta atık yakıt kaynaklı olmak üzere önemli çevresel risklerinin var olduğunu vurgulayan DEVA'ya göre, çevresel risklerin etkin bir biçimde kontrol edilmesini, yatırım ve işletme aşamalarında sanayimizin, üniversitelerimizin ve mühendislerimizin yer almasını önemli görülmektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Dünyada fosil kaynakların hızla tüketilmesi ve enerji üretim ve tüketiminde ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açması karşısında, enerji verimliliği uygulamalarını ve başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanımının teşvik edileceğini,
  • Yerli kömür kaynaklarının kullanımında çevreye duyarlı ileri teknoloji yatırımlarının gerçekleştirilmesini ve mevcut yerli kömürle çalışan elektrik üretim tesislerinin hızla rehabilite edilerek çevreye olan olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasının hedefleneceğini,
  • Yenilenebilir Enerji’de gelişmiş teknoloji kullanımı yanında özellikle depolama ve karbon saklama sistemleri konusunda dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek suretiyle doğru alanlarda Ar-ge çalışmalarının teşvik edileceğini vadetmektedir.40

Madencilik

Demokrasi ve Atılım Partisi göre, madencilik Türkiye'nin doğal kaynaklarının değerlendirilmesi açısından önemli bir sektördür. Bu sektörde sürdürülebilir, çevreye duyarlı, rehabilitasyon planlaması olan, hammadde tedarik güvenliğinin sağlandığı, bir yapı oluşturmak partinin temel önceliğidir.

Parti, madencilik sektörü faaliyetlerini çevresel etkileri, sosyal katılımı ve katma değer sürecini de içine alan maden ömrü ve bütün değer zinciriyle birlikte değerlendirerek sektörün faaliyetlerinin, makroekonomik politikalar ve altyapı planları ile uyumlu bir şekilde, tüm paydaşların haklarını koruyan ve yerel halka bilgilere erişim kolaylığı sağlayan katılımcı bir anlayışla yürütülmesini hedeflemektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • İçerdiği riskler yanında, rekabetçi piyasa koşullarını yakalamak için verimliliği arttırmak zorunda olan madencilik sektöründe iş sağlığı ve güvenliği ile faaliyet mükemmelliğini birlikte gerçekleştirecek düzenlemelerin hayata geçirileceğini,
  • Güvenlik sistemlerini de içine alan yeni otomasyon teknolojileri, bilişim ve operasyonel teknolojilerin entegrasyonu, verilerin gerçek zamanlı işletilmesi ve mobil cihazlar kullanılması yoluyla gerçekleştirilen “Bağlı Maden” uygulamalarının teşvik edileceğini,
  • Madencilikte ruhsat ve diğer izin işlemlerinin temininde şeffaflık, hesap verebilirlik prensiplerine göre uygulama yapılmasının, bu hizmetlerin ne kadar sürede verileceği bilgisinin önceden kamuoyu ile paylaşılmasını ve bekleyen taleplere ilişkin işlemlerin hızlıca tamamlanmasının sağlanacağını,
  • Maden Kanunu’nda aranan mali yeterlilik kriterinin madencilik faaliyetinin niteliği ve kapsamına göre sınıflandırılacağını; arama ruhsatı almak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin madencilik alanına girişlerinin teşvik edileceğini ve arama ruhsatının maliyetini düşürerek, arama ruhsat sayısının artmasının sağlanacağını,
  • Madencilik sektörü mevzuatının tutarlılığının ve diğer kurum ve mevzuatlarla uyumluluğunun sağlanacağını ve madencilik izin ve ruhsatlarında çevresel etkilerin, kapatma ve telafi edici düzenlemelerin, yerel etki ve istihdam boyutlarının birlikte değerlendirileceğini,
  • Metalik madenler, endüstriyel hammaddeler ve değerli metaller için işleme tesislerinin kurulmasını teşvik ederek katma değerin ülkemizde kalmasının sağlanacağını vadetmektedir.41

Hizmet sektörleri

Turizm

Demokrasi ve Atılım Partisi, Türkiye ekonomisinin yüzde 60’ından fazlasını oluşturan ve istihdamda kritik rol oynayan hizmetler sektörüne özel önem vereceğini belirtmektedir. Hizmet sektörleri içinde önemli bir yere sahip olan turizm sektörü hem elde edilen döviz gelirleri sayesinde ödemeler dengesine olumlu katkıda bulunmakta hem de emek yoğun bir sektör olması nedeniyle özellikle gençlerin ve kadınların istihdamına ve önemli beceriler kazanmasına imkan sağlamaktadır.

Partiye göre; turizm, girişimciliğin gelişmesi ve bölgesel kalkınmanın desteklenmesi açısından da önem taşımaktadır. Türkiye, turizm potansiyeli yüksek bir ülke olmasına rağmen bu potansiyelden yeterince yararlanamadığını ve turist sayısında son yıllardaki artışa rağmen turizm gelirlerinin düşük kaldığının hatırlatmaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Yüksek gelir grubunda yer alan turistlerin ülkemize çekilmesini sağlayacak düzenlemelerin ve teşviklerin hayata geçirileceğini,
  • Turizmde mevsimsel bağımlılığın azaltılması, nitelikli turist girişinin arttırılması ve sektörde çeşitlendirmenin sağlanması amacıyla, sağlık, spor, tarih, kültür, termal, üçüncü yaş, yat, kruvaziyer, kongre ve fuar alanlarındaki turizmin destekleneceğini,
  • Yerel yönetimler ve bölgedeki sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde nokta tanıtım yoluyla markalaşmış destinasyonların oluşturulacağını,
  • Kapsamlı bir tanıtım stratejisi çerçevesinde, yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinden, sosyal medyadan ve özellikle dizi ve film sektörlerinden çok daha verimli şekilde faydalanılacağını,
  • İşletmelerimizin uluslararası yönetim ve kalite sertifikalarına sahip olmasını destekleyerek uluslararası pazarlama sürecinin kolaylaştırılacağını,
  • Sektörün ihtiyaç duyduğu insan kaynağının yetiştirilmesine yönelik gerekli adımların atılacağını,
  • Türkiye’nin güçlü bir uluslararası tur operatörüne sahip olması için paydaşlarla beraber bir çalışmanın başlatılacağını vadetmektedir.42

Ulaşım

Demokrasi ve Atılım Partisi; ulaştırma ve dağıtım hizmetleri sektörünü, kara, demiryolu, deniz ve hava taşımacılığını entegre olarak dikkate alan ve multi-modal lojistik merkezlerden en üst seviyede faydalanmayı öngören bir yaklaşımla hazırlanacak lojistik master planı ile destekleneceğini ve bu alanda uzun süredir devam eden ancak bir türlü sonlandırılamamış çalışmaları “Tek Kuşak Tek Yol” gibi global ticari dinamikler ve dijital teknolojik gelişmeler ışığında revize edip ivedilikle uygulamaya alacaklarını belirtmektedir.

Parti, ulaşım sektöründe özel sektörün daha büyük bir hacme sahip olmasını ve özellikle karayolu alanında “bütünleşik taşımacılık stratejisine” uygun şekilde köklü bir değişim perspektifine geçilmesini savunmaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Demiryollarındaki altyapı yatırımlarının yeni bir ivmeye kavuşturulacağını; emniyetli Yüksek Hızlı Tren hat sayısının arttırılacağını; demiryollarının işletilmesinde özel sektörün daha fazla rol almasının sağlanacağını; demiryolu taşımacılığını cazip hale getirecek depolama, aktarma merkezleri ve elleçleme gibi hizmetlerin teşvik edileceğini; demiryolu ağının sanayi bölgeleri ve limanlarla entegre edileceğini; lokomotif, vagon ve rayların yerli imkânlarla ve yüksek kalitede üretilmesinin destekleneceğini ve Türkiye'ye demiryolu bakım, onarım ve yenileme (MRO) üssü hüviyetinin kazandırılacağını,
  • Türkiye’nin denizlere dair stratejisinin yeniden belirleneceğini; Türkiye'nin çevre denizler ve yakın deniz havzasındaki haklarının ve çıkarlarının korunması sürecinin aynı zamanda deniz ulaştırmasından ciddi pay alınması perspektifiyle yönetileceğini; deniz taşımacılığının geliştirilmesi için, mevcut limanların kapasitelerinin geliştirilmesi ve yenilerinin yapımı, liman işletmeciliğinin iyileştirilmesi, konteyner taşımacılığının desteklenmesi gibi alanlara odaklanılacağını; gemilerin uluslararası standartlara uygunluklarının hassasiyetle takip edileceğini ve Beyaz Bayraklı olması için çaba sarf edileceğini,
  • Sivil havacılık ve hava ulaştırması alanında devletin sadece düzenleme ve denetleme yapmasının, üniversitelerin sektörün ihtiyaç duyduğu dil bilen uzman insan kaynağını yetiştirmesinin, özel sektörün ise yatırımlarla ve işletmecilikle büyüme ve gelişime destek vermesinin esas alınacağını; sivil havacılık alanında tek yetkili ve bağımsız Sivil Havacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun oluşturulacağını; hava trafik hizmetlerinin, hava alanı işletmeciliğinden ayrı bir yapı tarafından yönetilmesinin sağlanacağını; hava alanı işletmeciliğinin tamamen özel sektöre devredileceğini,
  • İç hatların gelişimi için, çapraz uçuşlar ile mevcut havayolu bağlantı şebekesine derinlik kazandırılacağını; havacılıkta özel sektöre daha fazla fırsat tanınarak, düşük ücretli havayolu taşımacılığının gelişiminin destekleneceğini; Ankara’nın Türkiye’ye yönelik yolcu derinliği olan harici uçuş noktalarına bağlanması suretiyle İstanbul üzerindeki yoğunluğunun azaltılacağını ve Esenboğa Havalimanı’nın diğer Anadolu şehirlerinin yurtdışına çıkış kapısı haline getirilmesinin sağlanacağını,
  • Türkiye’nin sivil havacılıkta bölgesinde lider ülke, kargo ve bakım, onarım, yenileme (MRO) üssü olmasını teminen yeni bir stratejinin belirleneceğini ve insansız hava araçlarının (DRONE) güvenlik zafiyetine yol açmadan kullanım alanlarının geliştirilmesinin sağlanacağını,
  • Sürtünmesiz ortam oluşturulan boru içi yük taşımacılığı (Hyperloop) gibi yeni yaklaşımları takip ederek, üniversitelerin bu konuda Ar-Ge yapmalarının destekleneceğini,
  • Demiryolları ve hava yollarında kaza-kırım ve tahkikatları bağımsız bir biçimde yürütecek kurumsal yapıların oluşturulacağını vadetmektedir.43

Sosyal politikalar

Liberal muhafazakârlık

Parti programında, parti aileyi toplumun temeli olarak görmektedir. Demokrasi ve Atılım Partisi'ne göre toplumun düzeni, huzuru, barışı, refahı ve mutluluğu aile kurumunun güçlü olmasına bağlıdır. Parti barışçıl, özgürlükçü, eşitlikçi, demokrat, evrensel insani ve ahlaki değerleri içselleştirmiş, kültürel ve geleneksel değerlerin bilincinde, hak ve sorumluluklarını bilen sağlıklı ve mutlu bireyler ancak güçlü bir aile kurumunda yetiştirilebilir olduğunu kabul eder.44

Birçok siyasi eleştirmenin partiyi liberal muhafazakâr olarak görmesinin yanında parti kendisini merkezci ve demokrat olarak olarak görmektedir.45Aynı zamanda partinin içinde klasik liberal, sosyal liberal, muhafazakâr, sosyal demokrat ve milliyetçi kesimler de bulunmaktadır. Parti, bu niteliklerinden dolayı büyük çadır olarak da görülmektedir.

Temel haklar ve özgürlükler

Demokrasi ve Atılım Partisi, “özgürlük, eşitlik, adalet” temelleri üzerine kurulu bir demokrasi anlayışının savunucusudur. Bu düşünüşle, temel hak ve özgürlükleri etnik köken, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için tanımakta ve iç hukukumuzu bu standartlara göre uyarlamayı hedeflemektedir.46

Şiddet, sömürü ve ırkçılığı açıkça reddetmektedir. Türkiye'de hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı ve onur kırıcı davranışa uğramasına izin vermeyeceğini, gözaltındaki kişileri kötü muameleden koruyacak güvenceleri geliştireceğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve taraf olunan diğer uluslararası sözleşmelerin ihlali iddialarının etkin bir şekilde soruşturulmasını teminat altına alacağını belirtmektedir.47

Basın özgürlüğü

Demokrasi ve Atılım Partisi, basın özgürlüğünün demokrasinin temel taşlarından ve güvencelerinden birini oluşturduğuna, özgür ve çoğulcu bir kamuoyunun oluşumunu sağladığına ve bu özgürlüğün doğrudan ya da dolaylı olarak kısıtlanmasının, insan haklarına dayalı demokratik hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil ettiğine inanmaktadır. Basının, kamunun "gözetleyicisi" olarak farklı kaynaklardan bilgi ve düşünceleri yayarak demokratik toplumun vazgeçilmez unsurları olan şeffaflık ve hesap verilebilirliğin sağlanmasına da katkıda bulunduğunu düşünmektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Basının görevini bağımsız bir şekilde ve kaygı duymaksızın yerine getirdiği, güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam oluşturulacağını,
  • İnternet mevzuatının uluslararası standartlara uygun, bilgiye erişimi ve ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak biçimde uygulanmasını sağlamak için gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçirileceğini,
  • Basın Meslek Kuruluşlarının editoryal bağımsızlığın oluşturulmasına yönelik çalışmalarına destek verileceğini,
  • Basın etik kurallarının uygulanması ve özdenetim mekanizmalarının çalıştırılmasında ilgili sivil toplum kuruluşlarına her türlü desteği verileceğini,
  • Basın kartı verilmesi konusundaki yetkiyi yeniden düzenleyerek gerek mesleğe kabulde gerekse de basın kartlarının yenilenmesinde, meslek örgütleri tarafından oluşturulacak bir kurulun etkin olmasını sağlanacağını ve keyfi akreditasyon kararlarını engelleneceğini,
  • Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun mevzuatını basın özgürlüğünü genişletecek bir anlayışla yeniden tanzim edileceğini, kurulun oluşumunda TBMM’nin yanında sivil toplum ve meslek örgütlerinin sürece katılımının sağlanacağını, kurulun bağımsızlığının ve tarafsızlığının güçlendirileceğini,
  • Anadolu Ajansı ve TRT'nin, halkın doğru, tarafsız ve bağımsız haber almasını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılacağını,
  • Basın İlan Kurumu’nun resmi ilân ve reklamları tüm basın kuruluşlarına adil ve şeffaf olarak, yerel medyayı da kapsayacak biçimde, dağıtmasının sağlanacağını,
  • Yerel radyo, televizyon ve gazeteler ile internet yayıncılığının güçlendirilmesi için gerekli adımları atılacağını,
  • Bağımsız ve tarafsız bir yayın politikasının güçlendirilmesi için medyada tekelleşmeye karşı her türlü önlemin alınacağını,
  • Gazetecilere karşı açılan çok sayıda davanın gerekçesini oluşturan ceza mevzuatındaki hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) yerleşik içtihatları çerçevesinde basın özgürlüğünü esas alarak gözden geçirileceğini parti olarak savunmakta ve vadetmektedir.48

Kürt sorunu

Demokrasi ve Atılım Partisi, Kürt sorununu çözüme kavuşturmuş bir Türkiye’nin demokraside ilerleyeceğine, kaynaklarını ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanarak ekonomisini güçlendireceğine, hukuki standartlarını yükselteceğine, dış politikada hareket alanını genişleteceğine ve sosyal dokusunu kuvvetlendireceğine inanmaktadır.49

Bu bağlamda Demokrasi ve Atılım Partisine göre, öne çıkan en önemli konu, anadilin korunması, kullanılması ve geliştirilmesidir. Vatandaşlarına resmi dili öğretmek ve kullanmalarını sağlamak, her devletin hem hakkı hem de görevi olduğun, bununla birlikte, demokratik devletler, vatandaşlarının anadillerine yönelik taleplerine cevap üretmekle de yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin hem toplumsal çoğulculuğun muhafazasını sağlayacağına hem de vatandaşların ülkelerine olan aidiyet duygularını pekiştireceğine inanmaktadır.50

Anadilin bir çatışma konusu haline getirilmesini doğru bulmamaktadır. Türkiye'nin resmi ve ortak dili olan Türkçenin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri, vatandaşların kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele almaktadır. Bu itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşların anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedeflemektedir.51

Kadın politikaları

Demokrasi ve Atılım Partisi, toplumsal cinsiyet eşitliği, sosyal adalet ve güçlü bir toplum için kadının sosyal ve ekonomik durumunun sağlamlaştırılmasının bir zorunluluk olduğunu ve bunu sağlamak için, kadının eğitiminin, çalışma imkanlarına kavuşmasının, psikolojik taciz ve şiddete karşı korunmasının, yasalar önünde sağlanan eşitliğin toplumsal hayatın her alanı ile karar alma ve yönetim mekanizmalarına taşınmasının önemli olduğuna inanmaktadır.52

Kadınların siyasete ilgilerinin temsile dönüşmesini teminen, siyasal yapılara katılımlarını zorlaştıran engelleri ve toplumsal önyargıları kaldırmayı hedeflemektedir. Değer eşitliği (parite), kota ve benzeri parti içi düzenlemelerle kadınların her kademe ve görevde hak ettikleri yeri alabilmelerini sağlamayı vadetmektedir.53

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine yönelik 6284 sayılı yasayla belirlenmiş yaptırımların etkin şekilde uygulanmasını, kovuşturma ve ceza sistemini, ‘iyi hal indirimi’ gibi uygulamaları kaldırmak suretiyle, kadın hak ve özgürlüğünün korunmasını, güvenliğinin sağlanmasını savunmaktadır.54

Kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda sosyal bir norm oluşturmak gerektiği düşüncesinden hareketle, sorunların kaynağına inerek bunlarla yüzleşmeyi mümkün kılan sosyal rehabilitasyon birimlerinin oluşturulmasını desteklemektedir.55

Gençlik politikaları

Demokrasi ve Atılım Partisine göre, gençlik Türkiye'nin en değerli varlığıdır ve gençlik sadece gelecek değil, aynı zamanda bugündür. Gençliğin dinamizmi ve gücü, hayal ettiğimiz özgür, adil ve demokratik Türkiye’nin güvencesidir. Gençlerin özgüveni yüksek, geleceğe güvenle bakan, algıları açık, dünyayla entegre olmuş ve üretken bireyler olmaları partinin temel hedefidir.

Gençlerin hızla gelişen teknolojiler ve dijital platformlara erişiminin kolaylaştırılması ve bu konularda bilgi ve becerilerinin artırılması partinin temel önceliklerindendir. Partiye göre devletin görevi; gençlerin kendilerini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için önlerindeki tüm engelleri kaldırarak, başta eğitim olmak üzere her alanda fırsat eşitliğini ve özgürlüklerini garanti altına almak olmalıdır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Gençlerin dijital okuryazarlığı eğitimine temel eğitim olarak yer verileceğini,
  • Sosyal medyanın gençlerin en güçlü kendini ifade etme mecrası olduğunu dikkate alarak, bu alanda ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılacağını,
  • Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde, başta büyükşehirlerde olmak üzere, mahalle bazında içinde çalışma odaları, internet, kafe ve kütüphanenin bulunduğu gençlik merkezlerinin kurulacağını ve böylelikle gençlerin her türlü bilgiye erişebilecekleri mekanların arttırılacağını,
  • Gençlerin çalışma hayatı ile erken yaşta tanışmasını sağlayacak iş modelleri geliştirileceğini ve kısa eğitim programları, stajlar, sertifikalar, uzaktan eğitimler, dijital eğitim mecraları ve ücretsiz dijital geliştirme atölyelerinin oluşturulmasını sağlayarak genç nüfusun topluma ve refaha katkısını en üst seviyeye çekileceğini,
  • Dünyayı ve farklı kültürleri daha iyi tanımaları için, gençlerin seyahat ve değişim programlarının geliştirileceğini ve bu programların coğrafya olarak yaygınlaştırılacağını,
  • Sanat, spor, bilim gibi alanlarda, gençlerin arasındaki etkileşim ve bağları arttıracak sivil toplum çabalarını, çalışma gruplarını ve projeleri destekleyerek, toplumsal güven ve birliğin güçlendirileceğini,  
  • Mahalle ve semtlerdeki kamuya ait okul, kütüphane gibi tesisleri sergi, tiyatro, müzik, film gösterimi gibi etkinlikler için amatör-profesyonel tüm sanatçıların kullanımına açarak, özellikle kent çeperlerindeki gençlerimizin kültür ve sanat aktivitelerine erişiminin kolaylaştırılacağını,
  • Gençlerin kültür ve sanat aktivitelerinden 25 yaşına kadar ücretsiz yararlanmasını sağlamak için kültür kartının verileceğini,
  • Dijital içerik, oyun ve madde bağımlılığının zihinsel ve bedensel zararlarına ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla erken yaştan itibaren okullarda seminerlerin ve görsel içeriklerin oluşturulacağını,
  • Çevre ve doğanın yaşamsal değeri, iklim değişikliği, ekolojik ayak izi ve biyo-çeşitlilik konularında bilincin ve farkındalığın arttırılacağını ve bunların yaşam pratiğine dönüşmesini sağlayacak eğitimlerin erken yaştan itibaren gençlerle buluşturulacağını,
  • Güvenlik güçleri başta olmak üzere tüm kamu görevlilerinin, gençlerle iletişimini kuvvetlendirecek etkinlik, seminer ve bilinçlendirme çalışmaları başlatarak, gençlerin kamu yönetimine olan güveninin tesis edileceğini vadetmektedir.

Spor politikaları

Demokrasi ve Atılım Partisine göre, spor, sağlıklı nesillerin yetişmesinde, halk sağlığının korunmasında, toplumsal barışın tesis edilmesinde ve sosyal uyumun geliştirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Sporun bu potansiyelinden en üst düzeyde yararlanmak ve içinde bulunduğu sorunları çözmek amacıyla, spor eğitimi, sporun ve sporcuların teşviki, spor kültürünün yerleştirilmesi, spor alt yapısının geliştirilmesi, spor yönetim süreçlerinin iyileştirilmesi ve engelli bireylerin spora yönlendirilmesi konularında ilerleme sağlamak partinin temel hedeflerindendir.

Sporda başarıyı belirleyen iki temel faktörün spor kültürünün yaygınlığı ve spor yönetiminin etkinliği olduğuna inanan Demokrasi ve Atılım Partisi, spor yönetimini ölçülebilir hedefler ve başarı odaklı bir yapıya kavuşturarak faal sporcu ve kulüp sayısını arttırmayı, spor kültürünü geliştirmeyi, sporu halka, eğitimcilere ve karar alıcılara önemli bir değer olarak benimsetmeyi hedeflemektedir.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Spor’un tüm branşlarda tabana yayılmasına öncelik verileceğini ve bu kapsamda, mahalle ve okul spor kulüpleri ile amatör kulüplerin kurulmasının destekleneceğini, okullar için belirli kulüp faaliyetlerini zorunlu kılınacağını, bireysel yeteneklerin küçük yaşta tespitini sağlayacak ve bunlar için eğitim hayatlarının bir parçası olarak yetenek geliştirme programların uygulanacağını,
  • Beden Eğitimi ders programında yapılacak değişikliklerle, gençlerin farklı spor dallarıyla erken yaşta tanışmasının ve spor dalı norm değerlerini belirleyerek yetenekli çocukların belirlenmesi için beden eğitimi öğretmenlerini eğitip belirledikleri öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine uygun spor dallarına yönlendirilmesinin sağlanacağını,
  • Türkiye'ye özgü bir yetenek seçimi modelini ve bu modelle belirlenen yetenekli gençlerin takibini sağlayacak veri tabanının oluşturulacağını,
  • Spor liselerinin branşa özgü yapıya kavuşturulacağını ve o branşın en iyilerinin bu liselerde üst düzey antrenörlerle çalışmasının sağlanacağını,
  • Sporda uluslararası başarı sağlayan gençlere üniversitede belirli bölümlere girişte farklı bir sistemin geliştirileceğini ve bu gençlere yurt, hibe ve kredilerde öncelik sağlanacağını,
  • Üniversiteler, belediyeler ve belirli büyüklükteki işletmelerin amatör branşlarda spor kulübü kurmalarının ve sportif faaliyetlere katılımlarının teşvik edileceğini,
  • Üniversiteler, okullar, yerel yönetimler ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait spor tesislerinin ortak kullanımına ilişkin uygulamaların geliştirileceğini,
  • Coğrafi faktörleri, halkın spor kültürü ve taleplerini dikkate alarak farklı spor dallarında yeni spor tesislerinin faaliyete geçirileceğini,
  • Federasyonların özerkliklerinin ve kurumsal kapasitelerinin güçlendirileceğini ve görev, yetki, sorumluluk, mali ve idari yapıları ile seçim sistemlerini yeniden düzenleyecek yasal bir çerçevenin oluşturulacağını,
  • Tüm spor dallarında, milli sporcular ile federasyon yönetimlerinin seçiminde liyakate dayalı adil ve şeffaf bir yapının tesis edileceğini,
  • Engelliler ile dezavantajlı çocuklar arasından daha fazla sporcu çıkmasını sağlamak amacıyla, spor kulüplerinin engellilere yönelik spor şubesi açmasının teşvik edileceğini,
  • Eğitim kurumlarındaki spor tesislerinin engelli çocuk ve gençlere hizmet edebilmesine yönelik gerekli tedbirlerin alınacağını vadetmektedir.

Hukuk ve yargı

Hukukun üstünlüğü

Demokrasi ve Atılım Partisine göre hukuk, adalet değerini somutlaştıran ve onu gerçekleştirmeye yönelen kurallar bütünüdür. Hukukun özü adalettir ve adalet değeri hak ve özgürlük eksenli olduğundan, adalet değerini gerçekleştirmeyi hedefleyen hukukun amacı da kişilerin hak ve özgürlüklerini güvence altına almak olmalıdır. Hukuk devletinin özü, “adalet devleti”dir. Hukuk devletinin amacı, adalet devletini gerçekleştirmektir. Hukuk adalet süzgecinden, devlet de hukuk süzgecinden geçtikten sonra geriye kalan şey hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğüne dayalı devlet, herkesin hukuk karşısında eşit olmasını öngörür.  Hukuk devletinde dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin herkes kanun ve hukuk önünde eşittir. Hukuk devletinde hiç kimseye ayrıcalık ve imtiyaz tanınamaz.56

Partiye göre, hukuki güvenlikten ve hukuki öngörülebilirlikten yoksun olan ülkelerin sosyal barışı sağlamaları mümkün olmadığı gibi, ekonomik kalkınmayı sürdürmesi de mümkün değildir. Türkiye'de yaşanan toplumsal huzursuzluğun ve ekonomik krizin temelinde hukuk sisteminin güvenilirlikten ve öngörülebilirlikten uzak istikrarsız yapısının yattığına ve hukukun sağladığı istikrar ortamında güvensizliğin ve belirsizliğin azalacağına, üretim ve yatırım kararlarının korkusuzca ve güvenle alınacağına, böylece kalkınma sürecinin hızlanacağına inanmaktadır.57

Hukuk devleti konusunda Türkiye'nin kaybettiği itibarını yeniden kazandırmak ve güçlü demokrasiler seviyesine ulaşmak partinin öncelikli hedeflerinden biridir. Bu amaçla; parti, OHAL mevzuatı olmak üzere, insan haklarına ve hukukun evrensel ilkelerine aykırı düzenlemeleri, özgürlük, eşitlik ve adalet gibi evrensel değerleri referans alarak yenilemeyi hedeflemektedir. Bu sayede hukuki güvenliği ve hukuki öngörülebilirliği temin ederek, hukuk alanında istikrarı sağlanacağına inanmaktadır.58

Bağımsız ve tarafsız yargı

Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik devletlerde yargılama yetkisi, yasama ve yürütmeden bağımsız kılınan yargı organlarına bırakılır. Demokrasi ve Atılım Partisi, yargının, yasama ve yürütmeden ayrı ve onlardan bağımsız bir erk olması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin temel bir gereği olduğunu ve kuvvetler ayrılığının ve buna bağlı olarak “denge ve denetleme” sisteminin temel gereklerinden birinin, yasama ve yürütme tasarruflarının üçüncü bir güç olan yargı tarafından denetlenmesi gerektiğine inanmaktadır. Parti, hâkimlerin ve savcıların mesleğe atanmalarında, kamu hizmetlerine girmede eşitlik ilkesine uygun, objektif kriterlere dayalı ve her türden kayırmaya kapalı bir sistem getirmeyi amaçlamaktadır.59

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Hâkim ve savcıların özlük işleri hakkında karar verme yetkisine sahip bağımsız yüksek yargı kurullarını, yargının demokratik meşruiyeti ve çoğulculuğu ilkeleri çerçevesinde yeniden tanzim etmeyi hedeflemektedir. Bu kapsamda Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu “Hâkimler Kurulu” ve “Savcılar Kurulu” olarak ikiye ayrılacağını,
  • Yargı sistemi içerisinde farklı görevlere ve konumlara sahip olan hâkimlik ve savcılık mesleklerini birbirinden ayrılacağını, hâkimlerin savcı, savcıların da hâkim olarak görevlendirilmelerine son verileceğini, hâkimler ve savcıların sınavlarını, eğitimlerini, mesleğe alım süreçlerini ve fiziki mekânlarını birbirinden ayrılacağını, savcıların adliye binalarının dışında kendilerine ait binalarda görev yapmalarını sağlanılacağını,
  • Partiye göre en çok önem verilmesi gerekilen konulardan biri, hâkimlerin uzmanlaşması olduğundan dolayı hâkimlik mesleğine dair genel bir eğitim verildikten sonra, hâkimlerin belli bir alanda uzmanlaşması ve uzmanlaştığı mahkemelerde görev yapması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirileceğini, hâkimlerin tayin ve görev yeri değişikliklerinde, önceden belirlenecek ihtisas alanlarının dikkate alınmasını öngören bir sistem kurulacağını,
  • Yargıda etkinlik ve verimliliği arttırabilmek amacıyla hâkim ve savcı yardımcılığı uygulamasına bir an önce geçileceğini,
  • Hâkimlerin herhangi bir endişe duymadan görevlerini yürütebilmeleri ve hakkaniyetli bir karara varabilmeleri için, görev yaptıkları bölge için öngörülen süre dolmadan görev yerlerinin değiştirilmesini mümkün olmaktan çıkarılacağını,
  • Yürütmenin ceza soruşturmalarını etkileme olanağını ortadan kaldırmak, savcıların bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirmek ve yargılamanın etkinliğini ve verimliğini artırmak için, adli kolluğu idari kolluktan ayırarak adli teşkilata bağlı görev yapan birimler haline getirileceğini,
  • Hukukun üstünlüğü yargının işlevselliği ve hızıyla da doğru orantılı olduğuna inanarak yargı süreçlerinin hızlandırılması için gerekli tedbirleri alınacağını, bu bağlamda, başta hâkim ve savcı ihtiyacının karşılanması ve hâkim ve savcı yardımcılığının bir an önce hayata geçirilmesi olmak üzere nicelik ve nitelik bakımından yeteri kadar personelin istihdamını sağlanılacağını ve teknolojik altyapıyı iyileştirecek ve yargı makamlarının kamu kurum ve kuruluşlarından istedikleri bilgi ve belgelere geciktirilmeksizin en kısa sürede ulaşmasını sağlamaya yönelik gerekli tedbirleri alınacağını,
  • Yargı sürecinin hızlanması ve ‘‘adil yargılanma süresinin’’ aşılmaması için yargı sistemini büyük oranda ihtisas mahkemelerinden oluşacak şekilde yeniden yapılandırılacağını, böylelikle yargıyı, uyuşmazlıkların çözümünde tercih edilir hale getirecek, hukuki normların caydırıcılığını arttıracak ve bireyleri hukuk dışında çözüm aramaktan kurtarılacağını,
  • Arabuluculuk ve uzlaştırma uygulamalarının etkinliğini arttırılacağını,
  • Yargıda şeffaflığın ve denetimin sağlanabilmesi için, her düzeydeki mahkeme kararlarını kişisel verileri koruyarak vatandaşların erişimine açılacağını,
  • Duruşma zabıtlarının, mahiyetine uygun tutulmasını temin etmek amacıyla duruşmaların dijital ortamda kayıt altına alınması için gerekli olan altyapıyı kurulacağını,
  • Hâkimlerin terfilerinde, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına uyumunun dikkate alınması gereken bir ölçüt olmasını sağlayacak yasal düzenleme yapılacağını,
  • Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu’nun atama yapılacak hâkim ve savcı kadrolarını önceden ilan etmeleriyle ilgili gerekli düzenlemeleri yaparak, atamalarda şeffaflığı egemen kılınacağını,
  • Adalet Komisyonlarını güçlendirerek işlevsel hale getirileceğini ve komisyonlarda çoğulculuğu sağlamak amacıyla, komisyonların görev yaptıkları yargı çevrelerindeki barolardan temsilcilerin de komisyonlarda yer almasını sağlanılacağını,
  • Adaletin tesisinde kilit rol oynayan hukukçuların daha iyi yetişmeleri gayesiyle, hukuk fakültelerinin açılmasını öğretim üyesi sayısı ve fiziki koşullar gibi nesnel kriterlere bağlanılacağını ve belirlenmiş kriterlere, belirli süre içerisinde uymayan fakültelerin durumunu gözden geçirileceğini,
  • Adliyelerin bünyesinde, hukuk fakülteleri ile adliyeler arasında bir köprü işlevi görecek ve iş birliği sağlayacak eğitim birimleri oluşturulacağını,
  • Hukukta belirli bir alanda uzmanlaşmanın önünü açmak için hukuk lisans eğitiminin son senesinde modüler eğitim modeline geçilmesini, öğrencilerin ilgilerini çeken belirli uzmanlık modüllerinden birini seçmelerini ve bu modülde yer alan dersleri alarak eğitimlerini tamamlamalarının sağlanacağını,
  • Türkiye Adalet Akademisi’nin eğitim kadrosunu daha çoğulcu ve sivil bir niteliğe kavuşturarak, hâkim ve savcı adaylarının eğitimlerini daha nitelikli bir hale getirileceğini,
  • Avukatlık stajını kâğıt üzerinde işleyen bir süreç olmaktan çıkarılacağını ve avukat adaylarının staj sürecini verimli hale getirebilmek için ekonomik yönden rahatlatıcı tedbirler alınacağını vadetmektedir.60

Dış politika

Avrupa Birliği

Demokrasi ve Atılım Partisi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin tarihi öneme sahip bir hedef olduğunu, bu hedefin gerçekleştirilmesinin gerek ülke gerek içinde bulunulan coğrafya açısından büyük önem taşıdığını düşünmektedir. Demokrasi ve Atılım Partisi için Türkiye'nin AB üyeliği vazgeçilmez orta ve uzun vadeli bir hedef olmaya devam edecektir. Daha kısa vadede ise Türkiye ile AB arasında tam üyelik sürecinin tamamlayıcısı niteliğinde, Gümrük Birliği'nin kapsamının genişletilerek modernleştirilmesini, göç politikaları, yenilikçilik, terör ile mücadele ve savunma ve güvenlik alanında işbirliğini sağlamayı hedeflemektedir. Parti küresel düzeyde, özellikle bazı Avrupa ülkelerinde yükselen ve bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızı da etkileyen ırkçılık, yabancı düşmanlığı, islamofobi ve antisemitizm eğilimlerine karşı mücadelenin başarısı için, AB Komisyonu ve AB ülkelerindeki siyasi, sivil ve kültürel aktörlerle eşgüdüm içinde olmayı hedeflemektedir.61

NATO

ve Atılım Partisi, NATO‘nun sağlamış olduğu "caydırıcılığın" Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından kritik önemde olduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla bu transatlantik ittifakın, gelecekte de güçlenerek yoluna devam etmesini hedeflemektedir. Diğer yandan, NATO’nun da değişen tehdit koşul ve coğrafyasına ayak uydurmasını teşvik edeceklerini belirtmektedir. Türkiye’nin NATO ülkelerinin güvenliğine yapmış olduğu katkılara paralel olarak NATO ülkelerinin de Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehditlere yönelik koşulsuz dayanışma içinde olmalarını sağlamak öncelikleri arasındadır.62

Amerika Birleşik Devletleri

Demokrasi ve Atılım Partisi, ABD ile olan stratejik ortaklığın ve müttefiklik ilişkilerin aksamasına yol açmış olan sebepler ve bunların ortadan kaldırılması konusunda ve bölgesel konularda yeni bir diyaloğa girilmesi gerektiğini düşünmektedir. Diğer yandan belirttiği üzere FETÖ ve PYD/YPG gibi terör örgütlerine "bazı ABD makamları tarafından verilen desteğin" kesilmesi konusunda çalışmalar yaparak Amerikan Kongresi tarafından Türkiye aleyhine alınan kararların düzeltilmesini hedeflemektedir.63

Yunanistan

Demokrasi ve Atılım Partisi, Yunanistan ile iyi komşuluk hedefiyle, Ege’de yaşanan karasuları, kıta sahanlığı, hava sahası, münhasır ekonomik bölge gibi konular üzerinde öteden beri süren temasların devam ettirilmesini, Batı Trakya’daki Türk azınlığın sorunları da gündemde tutulmasını savunmaktadır.

Doğu Akdeniz havzasındaki petrol ve doğal gaz kaynaklarının bölge ülkeleri arasında hakkaniyete dayalı olarak ve bölgedeki barış ve refaha katkı sağlayacak şekilde birlikte kullanılması konusunda çaba sarf edeceğini belirtmekle beraber, bölgenin bir anlaşmazlık ve çatışma alanı değil, işbirliği ve istikrar havzası haline getirilmesini hedeflemektedir.64

Türk Devletleri

Demokrasi ve Atılım Partisi, Türk Dünyası ve Akraba Topluluklar ile ilişkilere yeni bir heyecanla eğilmeyi, bağları ve dostluk köprülerini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Yaşanan sorunlar ile yakından ilgilenecek ve hamasi söylemlerden öteye kalıcı projeler uygulanacağını belirtmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı, TÜRKSOY, TÜRKPA gibi oluşumları ve Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA’yı daha etkin ve verimli kılınmasının önemli olduğunu düşünmektedir.65

Suriye

Demokrasi ve Atılım Partisi, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasını savunmaktadır.  Suriye’de kalıcı çözümün, tüm etnik ve dini grupların, Suriye yönetiminde temsili ve doğal kaynaklarından adil bir şekilde faydalanmasını sağlayarak ulaşılacağını düşünmektedir. Bunu siyasi ve diplomatik yöntemlerle sağlanacağını belirtmektedir. Türkiye’nin, Adana Protokolü uyarınca kendisine tanınmış olan haklardan istifade ile, Suriye ile potansiyel terör tehdidinin bertaraf edilmesi yönünde işbirliği imkanına kavuşacağını öngörmektedir.66

Filistin

Demokrasi ve Atılım Partisine göre, Filistin topraklarının işgalinin ve bunun sonucu olan durumun sona ermesi, bölgede ve dünyada barışın en temel gereğidir. BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin kurulması için, uluslararası toplum nezdinde ve konunun tüm tarafları ile diyalog halinde azami gayret gösterileceğini, ABD’nin Kudüs ve İsrail yerleşimleri ile ilgili politikalarını değiştirmesinde ısrarlı olunacağını belirtmektedir.67

Siyasi düzen

Siyasi partiler ve siyasi etik

Demokrasi ve Atılım Partisine demokrasinin başlangıç noktasının siyasi partiler ile milletvekili seçimlerine ilişkin düzenlemeler olduğunu, yine demokrasinin inşasını imkânsız kılan engellerin de bu düzenlemelerin içinde yer aldığını ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için bu konuya özel bir hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini savunmaktadır. Siyasetin finansmanının şeffaflığının ve denetlenebilirliğinin sağlıklı demokratik bir sistemin en temel unsurlarından olduğunu düşünmektedir.68

Siyasi partilerin kaynaklarının, edinim yollarının ve harcamalarının kayıt altına alınması ve finansal tablolarının bağımsız denetim firmaları tarafından denetlenmesi ve denetleme raporlarının kamuoyuna açıklanması gerektiğine, siyasetin finansman maliyetinin düşürülmesinin partiler ve bağımsız adaylar arasındaki yarışın demokratik ve adil bir şekilde yapılabilmesinin önemli bir ön şartı olduğuna, siyasi çalışmaların ve seçim kampanyalarının dijital çağın gerekleri ve getirdiği imkanlar dikkate alınarak, seçmen ve çevre dostu bir hassasiyetle yürütülmesinin maliyetleri önemli ölçüde azaltacağına inanmaktadır.69

Avrupa Birliği müktesebatı ve Türkiye'nin de üyesi olduğu “Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO)”nun tavsiye kararları ile tam uyumlu bir siyasi etik yasasının hayata geçirilmesini hedeflemektedir.70

Parlamentarizm

Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerilerini "demokrasiye geçiş eylem planı" olarak nitelendiren Babacan, önerdikleri sistemin Türkiye'yi çoklu kriz ortamından çıkaracak en önemli araçlardan biri olduğunu belirtti. DEVA Partisi'nin parlamenter sistem önerisinde Cumhurbaşkanının kanunları veto yetkisine son verme, Cumhurbaşkanı'na bir dönem, yedi yıl kuralı, HYK, HSK ve AYM üye adaylarına kamuya açık mülakat konuları da yer aldı.71

Demokrasi ve Atılım Partisi Türkiye’nin siyasal sorunlarının temelinde anayasal düzen tercihlerine ilişkin hata ve eksikliklerin yattığına ve yeterli demokratik denge ve denetim mekanizmalarına sahip olmayan, katılımcılığa ve çoğulculuğa yeteri ölçüde alan tanımayan, katı merkeziyetçi ve dışlayıcı anayasal düzenlerin olağan sonuçlarının yaşandığına inanmaktadır.72

Parti, anayasayı milletin “bir arada yaşama ilkeleri” olarak görmektedir. Bu çerçevede, Türkiye’nin bugüne kadarki anayasa deneyimlerinden de yararlanarak, toplumsal talepleri merkeze alan, tüm farklılıkları değerli gören toplumsal sözleşme niteliğindeki bir anayasayı hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Yeni bir anayasa yapımının ve anayasa değişikliklerinin olağan dönemlerde, katılımcı ve müzakereci bir yöntemle, geniş bir mutabakatla olması gerektiğine inanmaktadır.73 Bütün güçlerin tek bir elde toplanması halinde yönetimin denetlenemeyeceği, keyfiliğe kaçacağı ve bu sebeple de özgürlüklerin güvence altına alınamayacağını savunmaktadır. İktidarın tek elde toplanmasına bir tepki olarak ortaya çıkan kuvvetler ayrılığı ilkesi, iktidarın yozlaştırıcı olduğuna ilişkin tarihsel tecrübeden beslendiğine, kuvvetler ayrılığı ilkesinin amacının, iktidarı yozlaşmadan alıkoymak, keyfiliğe kaymasını önlemek, frenlemek ve sınırlamak suretiyle özgürlükleri korumak ve güvence altına almak olduğuna inanmaktadır.74, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, millet iradesinin en yüksek oranda temsil edildiği, siyasal sistemin merkezinde yer alan ve yürütmeyi etkin şekilde denetleyen bir organ haline getirmeyi amaçlamaktadır. TBMM’nin yasama ve denetim faaliyetlerini uzlaşmacı ve çoğulcu yöntemlerle gerçekleştirmesi gerektiğine inanmakla beraber, meclis komisyonlarının teknik kapasitesini güçlendirerek yasama ve denetim faaliyetlerinin niteliğini arttırmayı amaçlamaktadır. TBMM’nin, yürütmenin sadece siyasi kanadını değil, başta güvenlik, istihbarat ve dış politika alanlarındakiler olmak üzere kurum ve kuruluşları denetlemesini de sağlayacaklarını belirtmektedir.75

Parti, Olağanüstü Hal Kararname’leriyle temel hak ve özgürlüklere getirilecek sınırlamaların, hakkın özüne dokunamayacağı esasını benimsemektedir. Bu kararnamelerin yargısal denetime açılmasını ve Anayasa Mahkemesi tarafından temel haklar bakımından re’sen incelenmesini sağlayacağını, OHAL’in sona ermesi halinde, kararnamelerin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldıracağını belirtmektedir.76

Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçiminde TBMM tarafından seçilecek üye sayısını arttırılması ve seçimlerde nitelikli çoğunluğun (2/3 ve 3/5 gibi karar yeterlilik oranı) aranması yoluyla mahkemenin toplumun her bireyini temsil etmesini sağlamayı düşünmektedir.77

Sivil toplum

Demokrasi ve Atılım Partisi, sivil toplumu demokrasilerin asli unsurlarından biri olarak görmekte ve katılımcı demokrasinin gerçekleşmesi için sivil toplumun güçlendirilmesinin elzem olduğunu savunmaktadır. Partiye göre sivil toplum örgütlerinin vesayet altına alınması, ifade özgürlüklerinin kısıtlanması ve bağımsızlıklarını kaybetmeleri demokrasiye büyük zarar vermektedir. Türkiye’nin refah ve ilerleme potansiyelini gerçekleştirmek ve sosyal sermayeden daha fazla yararlanmak amacıyla, devlet, özel sektör ve sivil toplum arasında iş birliğinin sağlanması partinin öncelikleri arasındadır.78 Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi;

  • Sivil toplum örgütlerinin bireylerin kendilerini özgürce gerçekleştirme kanallarından biri ve aktif vatandaşlığın hayata geçirilmesi için öğrenme ve sosyalleşme mecraları olduğu bilinciyle hareket edileceğini ve bu anlayışı destekleyen program ve projeleri teşvik edileceğini,   
  • Türk toplumunu birlikte çalışma kültürünün geliştiği bir platform olarak gören parti sivil toplum bilincinin gençler arasında yaygınlaşmasını ve gençlerin sivil toplum faaliyetlerine etkin olarak katılmasını destekleneceğini,
  • STK’lerin kendi aralarında ve kamu kurumları ile hızlı iletişime geçebileceği bir altyapı oluşturulacağını,
  • Kamu yararı statüsü ve vergi muafiyeti gibi desteklerden yararlanmak isteyen STK’ler için adil ve şeffaf bir yöntem uygulanmasını sağlanılacağını,
  • STK’lerin toplanma ve gösteri düzenleme gibi haklarına getirilen yer ve süre kısıtlamalarını ifade özgürlüğü lehine olmak suretiyle yeniden düzenleneceğini,
  • STK’lerin denetimi ile ilgili yasal düzenlemeleri açıklığa kavuşturarak, denetimlerin bu kuruluşların amaçları ve yasalar çerçevesinde faaliyet göstermelerini temin etmenin ötesine geçerek, iç işlerine müdahale gerekçesi olarak kullanılmasını engelleneceğini ve zezai yaptırımların uygulanması gerektiği durumlarda hakkaniyet ilkesinin gözetilmesini sağlanılacağını,
  • STK’lere yönelik her türlü kayırmacılık ve dışlayıcılık uygulamalarına son verileceğini vadetmektedir.79

Dijital Dönüşüm

Demokrasi ve Atılım Partisi, dijitalleşmeyi sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırması ve fırsat eşitliğini pekiştirmesi dolayısıyla gerekli görmekte ve öncelemektedir.

Aynı zamanda internetin yaygınlaştırılmasıyla dijital demokrasinin sağlanabileceğini, eğitim ve sağlık dahil devlet hizmetlerinin kırsal bölgelere ulaştırılabileceğini ve gelişmekte olan ülkelerin en büyük sorunlarından olan yolsuzluğu ve kayıt dışılığı engelleyebileceğini savunmaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi:

  • Türkiye’nin 5H (hızlı, her yerde, hesaplı, hizmet odaklı ve hür) internete kavuşmasının sağlanacağını,
  • Türkiye'nin 1 milyon kilometre fiber altyapı sistemiyle donatılacağını,
  • Her internet servis sağlayıcının erişebileceği geniş bant Türkiye Çevrimiçi İnternet Altyapı Haritasının yayınlanacağını,
  • Fırsat eşitliğini sağlamak ve uzaktan eğitim süreçlerinde yaşanan adaletsizlikleri bertaraf etmek amacıyla özel sektörle birlikte 6-25 yaş arasındaki tüm öğrencilere ve gençlere internete bedava erişim hizmetinin sunulacağını,
  • Veri okuma, sosyal medya okur yazarlığı ve güvenli internet kullanımının ilköğretimden itibaren, her yaş grubuna uygun seviyelerde, müfredata koyulacağını,
  • Liseden mezun olan her gence algoritma ve temel kodlama bilgisine sahip olma imkânının tanınacağını,
  • Yapay zekâ, girişimcilik ve siber güvenlik gibi alanların lisede seçmeli ders olarak okutulacağını,
  • Avrupa Komisyonu’nun Dijital Eylem Planı doğrultusunda müfredatın dijitalleştirileceğini,
  • Start-Up kanununun çıkarılmasıyla hızlı büyüyen şirketlerin hukuki statüsünün, mali yükümlülüklerinin, yatırım enstrümanlarının, teşviklerinin ve kapatılması için gereken sürelerin gerçekçi bir çerçeveye oturtulacağını,
  • Dijital ve teknoloji temelli sektörlerde tek başına (Freelancer) çalışan bireylerin hukuki statüsünü, sosyal güvenlik koşullarını, mali yükümlülüklerini ve istihdam ilişkilerini düzenleyen ve tüzel kişilik kurulumlarını kolaylaştıran düzenlemelerin hayata geçirileceğini,
  • Dijital Hizmet Vergisi’nin indirileceğini ve stopaj ile KDV yüklerinin dünyayla ahenk yakalayacak ve girişimcilerin önünü açacak şekilde ele alınacağını,
  • Kripto para mevzuatının çıkartılacağını; borsaların, güvenin sağlanması amacıyla düzenleneceğini ve denetleneceğini; dünyayla uyum ve yenilikçiliğin önünü açma perspektifiyle hareket edileceğini,
  • Öncelikle kamu ödeme ve alacaklarında kullanmak üzere Dijital-TL mevzuatının yürürlüğe koyulmasıyla kamu maliyesine disiplinin getirileceğini,
  • Sosyal yardımlar ve ihale bedelleri gibi kamu ödemelerini belli kriterler çerçevesinde Dijital-TL ile yapılmasının sağlanacağını,
  • Girişim seferberliğinin başlatılacağını; özel sektörün yeni girişimlerden ürün veya hizmet almasının Dijital-TL vasıtasıyla cazip hale getirileceğini ve kuluçka mezuniyeti ve yatırım alma gibi kriterleri sağlayan girişimcilere seyahat kolaylığının sağlanacağını,
  • Girişimcilerimizin izin, ruhsat, teşvik, teknoloji transferi ve eğitim programları gibi tüm ihtiyaçlarını tek duraktan karşılamak amacıyla Girişimcilik Merkezi'nin (GİMER) kurulacağını,
  • E-Devlet kodunun girişimcilere açılmasıyla bazı alanlarda girişimcilerin de e-devlet platformu üzerinden hizmet vermesine imkân sağlanacağını,
  • Kadın girişimciler başta olmak üzere erken aşama girişimcilere kamu alımlarında öncelik tanınacağını,
  • Bazı sağlık hizmetlerinin aile hekimleri ve uzman doktorlarca cep telefonu üzerinden görüntülü görüşmeyle verilmesini sağlamak amacıyla 7/24 ulaşılabilecek “Doktorum Hep Yanımda” uygulamasının başlatılacağını,
  • Büyük Veri Hamlesi sayesinde açık veri platformunun kurulacağını; kamu kurumlarının verilerinin (sağlık, trafik, meteoroloji, noter ham verisi vb.) anonim olarak yerli girişimcilerin kullanımına açılacağını; kişisel mahremiyet çerçevesinde ve bireyin iznine bağlı olarak, kamu kuruluşlarının bazı verileri (diploma, vesikalık fotoğraf, ikamet) birbirleriyle paylaşmalarının ve mükerrer taleplerde bulunmamalarının sağlanacağını,
  • Silikon Vadisi'ne büyükelçi atanacağını ve büyük teknoloji şirketlerinin bölgesel merkezi olmak için gerekli yatırım ve müzakere faaliyetlerinin yürütüleceğini,
  • Dünyada önde gelen isimlerden oluşan Bilim ve Teknoloji İstişare Kurulunun kurulacağını; bu heyetin Türkiye’nin ‘takip değil sıçrama’ eksenli teknoloji politikasının belirlenmesi için önerilerde bulunacağını ve ayrıca dünyada önde gelen bilim insanlarımızla yakın çalışarak ‘fikir göçünün’ istikametinin Türkiye yapılacağını,
  • Yapay Zekâ Etik Kurulunun oluşturulacağını; kurulun AB düzenleyici kurullarıyla yakın çalışmasının sağlanacağını ve dil işleme ile benzeri teknolojilerine destek vererek bu alanda özel sektörün önünün açılacağını,
  • Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) bağımsız bir kurum haline getirileceğini ve bir kişinin aynı anda hem düzenleyici kurumda (BTK) hem de kamu idaresinde (bakan yardımcısı, bürokrat) veya özel sektör şirketinde (yönetim kurulu üyesi) görev yapmasının sonlandırılacağını,
  • "saydamlik.gov.tr" üzerinden ihale şartnamelerin yayınlanacağını ve diğer kamu verilerinin kullanıcı dostu şekilde izlenebileceğini,
  • "takip.gov.tr" üzerinden izin, lisans ve benzeri başvuruların durumunun ve tahmini tamamlanma süresinin izlenebileceğini,
  • "duzenleme.gov.tr" üzerinden sivil toplum örgütlerinin, iş dünyasının ve vatandaşların dijital anketlere katılabileceklerini, yapılması düşünülen mevzuat değişiklikleriyle alakalı görüş ve önerilerini paylaşabileceklerini,
  • E-Devlet hizmet ağını genişleterek kamu hizmetlerindeki kâğıt, mühür ve imzanın azaltılacağını ve bu kapsamda, kişilerin kurumlar ve diğer taraflarla ev kiralama, ikinci el alışveriş gibi ticari borç/alacak ilişkisinde e-devlet üzerinden serbest sözleşme düzenleyebilmesinin önünün açılacağını,
  • Avrupa Birliği ile dijital dönüşüm alanında iş birliğini artırmak amacıyla AB ile müzakerelerde Tek Dijital Pazar'a öncelik verileceğini,
  • Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) düzenlemelerinin AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ile uyumlu hale getirileceğini,
  • Sosyal Medya Kanununun evrensel hukuka göre düzenleneceğini,
  • Yeni çağın savaşlarına hazır olmak, ülkemize düzenlenen siber saldırıları bertaraf etmek için üst düzey bir Siber Harekât Biriminin kurulacağını,
  • Siber Saldırı Destek Hattının kurulacağını,
  • Türk Telekom’un lisans durumunun netleştirileceğini ve sektörde yer alan tüm paydaşların adil rekabet etmesinin sağlanacağını,
  • 5G lisans ihalesi sürecine başlanacağını vadetmektedir.

Kültür ve sanat

Demokrasi ve Atılım Partisine göre, insanların gönençli bir ülkede barış ve özgürlük içerisinde mutlu yaşam kurmasına fırsat yaratmak ve imkân tanımak siyasetin sorumluluğundadır. Hukukun üstünlüğüne, temel insan haklarına, girişim, düşünce, inanç ve ifade özgürlüğüne ve sosyal dayanışmaya dayalı bir sosyal, siyasal ve ekonomik düzenin işlerliği, ancak sanat ve kültür alanlarındaki serbestlik ve üretkenlik ile birbirini besleyerek sürdürülebilir. Bu ilişki gelişmiş ülke örneklerinde de açıkça izlenmektedir. Eşzamanlı olarak birbirini destekleyen bu unsurlar, abartılı güvenlik kaygıları ile özgürlüklerin kısıtlanması sonucu olumsuz bir döngüye de evrilebilmektedir. Nitelikli bir yaşam standardına ulaşma; salt ekonomik büyümeyle sağlanamayacağı, toplumun iyi yaşam ve değer üretmesinin adaletten ekonomiye, sanattan kültüre tüm sektörlerin birlikte üretkenliğiyle mümkün olduğu üzerine genel bir uzlaşı bulunmaktadır.

Partiye göre devletin görevi, evrensel değerleri gözeterek Türkiye coğrafyasındaki tüm kültürlerin korunması, yaşanması ve temsil edilmesine imkân tanımak, üretimine, çeşitlendirilmesine ve tanıtımına destek olmak; gelecek nesillere aktarılmasına zemin yaratmak ve bunun için vatandaşların ihtiyaç duydukları imkânları adil kıstaslarla sağlamaktır.

DEVA, devletin kültür ve sanat politikasının; siyasi, ekonomik, etnik ve benzeri unsurların üzerinde, toplumdaki ayrışmaların karşısında, birleştirici bir misyonun taşıyıcısı olmasını savunmakta ve devlet tarafından araçsallaştırılma ve tekleştirilme girişimlerine kapalı olması taraftarıdır. Sanat alanında ‘devlet projesi’ ya da devletin imkânlarını kişisel ilişkileriyle kullananların desteklendiği projeler yaklaşımı yerine; bir sanat ekosistemi oluşturmak üzere, hayatın doğal akışı içerisinde ortaya çıkan projeleri, devletin uygun, adil ve kıstaslara bağlı yöntemler kullanmak suretiyle özendirmesini esas almaktadır.

Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi:

  • Etnik kültürel zenginliklerin de değerlendirilebilmesi için tüm vatandaşların kendi kültürlerini korumalarının önündeki engellerin kaldırılacağını ve bu faaliyetlerinin özendirileceğini,
  • Bütün din, mezhep ve inanıştan vatandaşların, inançları gereği sürdürmek istedikleri kültürlerini yaşamaları için ihtiyaç duydukları imkânların temin edileceğini,
  • Devletin, nitelikli sanat eserlerinin ve sanatsal faaliyetlerin müşterisi veya destekçisi olmasının sağlanacağını,
  • Kültür ve sanatın, siyasi ve bürokratik yapılardan bağımsız bir şekilde ortak akıl ve kolektif katılımla ele alınacağını,
  • Kültür ve sanat için bağımsız bir kurulun oluşturulacağını ve bu kurulun planlanan kültür politikaları kapsamında desteklenecek sanatsal faaliyetlere yönelik; farkındalık oluşturmak, özendirmek ve hayata geçirmek amacıyla dönemsel olarak bütçe destekli çalışma programları yürüteceğini,
  • Kurul yapılanmasında bu alanda yetişmiş uzmanların, akademisyenlerin ve sektör temsilcilerinin yanında, toplumda sevilen, önde gelen, her kesime seslenebilen, saygınlık kazanmış ve alanında başarılı olmuş kişilerin belirli sürelerde değişmeli olarak yer almasının sağlanacağını,
  • Telif hakları ve fikrî mülkiyetin korunması konusunda mevcut yasal düzenlemelerin güncelleneceğini, yaratıcılık ve üretkenliğin önünü açacak şekilde yeniden ele alınacağını ve telif hakları alanında karmaşık uygulamaların sadeleştirilip kullanıcıyla hak sahipleri arasında kolay ve işler bağların oluşturulacağını,
  • Türkiye'de üretilen kültür ve sanat ürünlerini hızla dijitalleştirerek bir veri bankasında muhafaza edilmesinin sağlanacağını,
  • Her şehirde, merkezi parkların içinde bütün sahne sanatları etkinliklerinin yapılabileceği çok amaçlı “kültür sanat sahneleri” kurarak, işletmesinin ilgili belediyelere devredileceğini,
  • Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi gibi kurumların destekleneceğini ve bu kurumların Anadolu’daki kültür ve sanat birikiminden daha fazla yararlanmalarının sağlanacağını,
  • Halk kütüphanelerinin, merkezi yönetimle idare edilemez bir duruma gelmesinden dolayı protokollerle belediyelere devredileceğini ve belediyeler tarafından işletilmeleri ve geliştirilmeleri için kaynağın aktarılacağını,
  • Müzeyi sadece devlete ait arkeoloji müzesi olarak görme yaklaşımını terk ederek, tematik ve yaşayan müzeler anlayışına geçileceğini ve belediyeler, sivil toplum örgütleri ve özel teşebbüs müzeciliğinin özendirileceğini,
  • Türkiye'den yurtdışına kaçırılmış tarihi eserlerin iadesi hususunda özel bir çalışma grubu oluşturup, etkin bir mücadelenin yürütüleceğini,
  • Türkiye'de üretilen kültür-sanat ürünlerinin uluslararası pazarlarda tanıtılması ve değerlendirilmesi için, ilgili bütün sektörleri komisyonlar şeklinde bir araya getiren, kolektif ve bağımsız bir “Türkiye Telif Ajansının” kurulacağını,
  • Tüm dünyada Türkiye dendiğinde akla gelen ilk şehrin İstanbul olduğunu ve İstanbul'un Türkiye kültüründe ‘mutluluğun kapısı’ yani ‘dersaadet’ olarak yer ettiğini hatırlatarak kültür ve sanat politikaları belirlenirken İstanbul’un kültürel ve sanatsal zenginliğimizin taşıyıcısı olarak özel konumunu ihtimamla ön plana çıkarılacağını vadetmektedir.

Göç politikaları

Türkiye coğrafyasının tarih boyunca olduğu gibi bugün de insani krizlerin yanında çeşitli sosyal, ekonomik ve siyasal gerekçelerle birçok göç hareketine ev sahipliği yaptığını ve Türkiye'nin göç veren bir ülke olduğu gibi hem göç alan hem de göçlerin geçiş güzergahında bulunan bir ülke olduğunu belirten Demokrasi ve Atılım Partisi, uluslararası göç konusunun giderek önem kazandığı ülkemizde göç meselesini çok boyutlu bir değerlendirme ve bütüncül bir bakış açısıyla ele alınacağını ve bu çerçevede, göç kaynaklı sorunları asgari düzeye indirecek proaktif ve dinamik politikalar geliştirileceğini söylemektedir. Bu çerçevede Demokrasi ve Atılım Partisi:

  • Bugüne kadar geçici çözümlerle yönetilmeye çalışılan göç konusunda insan odaklı ve milli menfaatlere dayalı bir Ulusal Göç Politikasının hazırlanacağını ve bu doğrultuda gerçekçi, insani, bütüncül, kapsayıcı ve katılımcı bir yaklaşımla yeni politikaların oluşturulacağını,
  • Yeni yasal düzenlemeler ile güçlü bir yönetişim ağının oluşturulmasının, tüm paydaşların rollerinin tanımlanmasının ve iletişim ve koordinasyon sorunlarının giderilmesinin sağlanacağını ve kamu, yerel yönetimler, özel sektör, akademi ve sivil toplumun bir arada yürütebileceği çok paydaşlı güçlü projelerin ve çalışmaların destekleneceğini,
  • Çeşitli göç dalgalarının yol açtığı insani, toplumsal ihtiyaç ve sorunlara yönelik uluslararası sözleşmeler ve yükümlülükler çerçevesinde, uluslararası iş birliği ve hakkaniyetli sorumluluk paylaşımı esasıyla gerçekçi ve çözüm odaklı stratejilerin geliştirileceğini,
  • Türkiye dışında yaşanan ve uluslararası düzensiz göçe sebep olabilecek olayların hassasiyetle takip edileceğini, stratejik bir yaklaşımla koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınacağını ve ülkelerine dönmek isteyen sığınmacı ve göçmenler için güvenli ve gönüllü dönüş koşulların oluşturulacağını,
  • Sığınmacıların ülkemizde misafir oldukları süre boyunca sağlık ve eğitim gibi temel insani ihtiyaçlarının karşılanmasında ulusal kapasitemizin etkin kullanımının ve uluslararası iş birliğinin azami düzeyde tutulacağını ve toplumsal uyumu sağlamaya yönelik sosyal politikaların uygulanacağını,
  • Hassas gruplar olan çocuk ve kadınların istismardan korunması ve insan ticaretinin önüne geçilmesi için koruyucu ve önleyici tedbirlerin arttırılacağını, refakatsiz çocukların korunması ve çocuk işçiliği ile etkin bir şekilde mücadele edileceğini ve toplumsal farkındalık çalışmaları yürütüleceğini ve bu çocukların eğitim hayatına katılmalarının sağlanacağını,
  • Yeni göç dalgaları ve terör potansiyeli oluşturma riskini önlemek amacıyla, sınır güvenliğinin arttırılacağını, izinsiz girişlerin önüne geçileceğini, kaçak girişler konusunda ilgili mevzuata ve uluslararası yükümlülüklerimize uygun bir şekilde geri gönderme politikalarının aktif uygulanmasının sağlanacağını,
  • Uluslararası toplum ile de işbirliği halinde Suriyeli sığınmacıların can ve mal güvenceleri sağlandıktan sonra, ülkelerine dönebilmeleri konusunda stratejilerin belirleneceğini, destekleyici çalışmaların yapılıp çözümlerin üretileceğini ve ülkelerine dönmesi mümkün olmayanlar için sosyal uyum politikaları çerçevesinde düzenlemelerin yapılacağını vadetmektedir.

Yerel yönetimler ve şehircilik

İnsan hakları ve çevre

Afet yönetimi

Güvenlik ve savunma

Yapılanma

Genel başkanlar

9 Mart 2020'de açılan Demokrasi ve Atılım Partisi'nin bugüne kadar genel başkanlığını yapan kişilerin listesi.

<table> <thead> <tr class="header"> <th><p>#</p></th> <th><p>İsim</p></th> <th><p>Resim</p></th> <th><p>Görev Başlangıcı</p></th> <th><p>Görev Bitişi</p></th> <th><p>Görev Süresi</p></th> </tr> </thead> <tbody> <tr class="odd"> <td><p>1</p></td> <td><p><a href="Ali_Babacan" title="wikilink">Ali Babacan</a></p></td> <td></td> <td><p>10 Mart 2020</p></td> <td><p><em>Görevde</em></p></td> <td></td> </tr> <tr class="even"> <td></td> <td></td> <td></td> <td></td> <td></td> <td></td> </tr> </tbody> </table>

Genel sekreterler

9 Mart 2020'de açılan Demokrasi ve Atılım Partisi'nin bugüne kadar genel sekreterliğini yapan kişilerin listesi.

#AdıGörev BaşlangıcıGörev Bitişi
1Sadullah Ergin10 Mart 202029 Aralık 2020
2Medeni Yılmaz29 Aralık 2020Görevde

Genel Merkez Başkanlık Kurulu üyeleri

Demokrasi ve Atılım Partisi'nde, politikalardan ve parti içi işlerden sorumlu yirmi başkanlık kurulu üyesi bulunmaktadır.80

#AdıGörevi
1Ali BabacanGenel Başkan
2Medeni YılmazGenel Sekreter
3Burak DalgınSanayi, Girişimcilik ve Dijital Dönüşüm Politikaları Başkanı
4Evrim RızvanoğluDoğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı
5Mustafa ErgenEğitim Politikaları Başkanı
6İbrahim ÇanakcıEkonomi ve Finans Politikaları Başkanı
7Doğa ŞanlıoğluGençlik Politikaları Başkanı
8Mehmet Emin EkmenHalkla İlişkiler Başkanı
9Mustafa YeneroğluHukuk ve Adalet Politikaları Başkanı
10Mustafa Uçakİdari ve Mali İşler Başkanı
11Nazlı Seda Vuralİnsan Kaynakları ve Parti İçi Eğitim Başkanı
12Elif EsenKadın Politikaları Başkanı
13Sanem OktarKurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı
14Münevver Helün FıratKültür, Sanat ve Turizm Politikaları Başkanı
15Aysun Hatipoğlu PotgieterSağlık Politikaları Başkanı
16İdris ŞahinSeçim İşleri Başkanı - Parti Sözcüsü
17Hasan KaralSivil Toplumla İlişkiler Başkanı
18Selma Aliye KavafSosyal Politikalar Başkanı
19Sadullah ErginTeşkilat İşleri Başkanı
20Candan KarlıtekinTarım, Enerji ve Ulaştırma Politikaları Başkanı
21Cem AvşarYerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı

Kongreler

KongreTarihSeçilen BaşkanAdaySeçim Nedeni
1. Olağan Kongre29 Aralık 2020Ali BabacanAli Babacan (Tek Aday)Başkanlık (Tüzük ve Siyasi Partiler Kanunu Gereği)

Birinci Olağan Kongre

Demokrasi ve Atılım Partisi'nin 29 Aralık 2020 tarihinde düzenlenen Birinci Olağan Kongresi'nde tek başkan adayı olan Ali Babacan, 523 delegeden 515'inin oyuyla yeniden genel başkan seçilirken, 8 oy geçersiz sayıldı. Babacan GMYK'de mevcut üyelerinin tamamını korudu. Mevcut parti yöneticileri İbrahim Çanakçı, Sadullah Ergin, Nihat Ergün, Mustafa Yeneroğlu, Abdurrahman Bilgiç, İdris Şahin, Birol Aydemir, Mehmet Emin Ekmen, Elif Esen, Münevver Helün Fırat, Sanem Oktar, Doğa Şanlıoğlu, Nazlı Seda Vural, Burak Dalgın, Canberk Demirci, Zeynep Zehra Dereli ve Mustafa Uçak yeni GMYK listesinde de yer aldı.8182

Kurucu üyeler

Demokrasi ve Atılım Partisi, 90 kişilik kurucu üyeyle kuruluşunu gerçekleştirmiştir.83

Seçimler

Demokrasi ve Atılım Partisi, 2022 yılında Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Dodurga beldesinde yapılan belediye başkanlığı seçimine katılarak 1411 seçmenin bulunduğu beldede Demokrasi ve Atılım Partisinden Şerafettin Kaplan 23 oy alarak dördüncü parti oldu.84

Kaynakça

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: demokrasi ve atılım partisi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Voice of America - Turkish | arşivurl = https://web.archive.org/web/20201201124032/https://www.amerikaninsesi.com/a/ali-babacan-eski-akplilerle-deva-olma-iddiasiyla-yola-cikti/5320937.html | arşivtarihi = 1 Aralık 2020}}

Kategoriler